18. Hukuk Dairesi 2014/5779 E. , 2014/8274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2012/648-2013/199
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece 29.06.2010 tarih 2010 /210 E 2010/179 K sayılı karar ile Yargıtay 5. Hukuk dairesinin 24.11.2009 tarih ve 2009/10796 E 2009 /16576 K sayılı bozma ilamı gereğince dava konusu 983 parselin imar uygulamasına tabi tutularak 20065 ada 1 ve 20066 ada 3 nolu parsellere gittiği yeni oluşan tapu kaydına göre davacılara imar parsellerinde pay verildiği, davacıların imar uygulamasına karşı idare mahkemesinde herhangi bir dava açmadıkları, başka şahıslar tarafından idari yargıda açılan davalar sonucunda imar uygulaması iptal edilerek tapu kayıtlarına şerh verilmişsede imar parsellerinin iptal edilerek 983 nolu eski tapu kaydına dönüşünün yapılmadığı, imar uygulamasının iptali için dava açmayan paydaşın başka şahıslarca dava açılması nedeniyle imar uygulamasının iptal edilmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, yeni oluşan imar parsellerinde davacılara pay verilmiş olup bu parsellerde kamulaştırmasız el atma bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09.07.2012 tarih ve 2012/10526 E 2012 /15310 K sayılı kararı ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yapılan incelemede; dava konusu 983 parselin imar uygulaması ile şuyulandığı 20065 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 06.05.1998 tarihli imar uygulaması kapsamında oyun alanında (yapı yasağı olan su kaynağı koruma alanında ) kaldığı ve fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmaktadır. Somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığına göre, 3194 sayılı İmar Kanunu"nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabulünün gerektiği kabul edilmektedir.
Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41 E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna oybirliği ile karar verilmiştir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun değiştirilen Geçici 6. maddesi 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, mahkemelerin görevine ilişkin hususlar kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir ve görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Bu nedenle; davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.