11. Hukuk Dairesi 2020/317 E. , 2021/6021 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 15.11.2017 gün ve 2016/337 - 2017/1389 sayılı kararı onayan Daire"nin 04.11.2019 gün ve 2019/3867 - 2019/6757 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."nun müvekkili bankanın Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü, davalı ..."ın Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi, davalılar ... ve ..."ın ise şube müdürü olarak görev yaptıklarını, davalıların görev yaptıkları dönemde kamuoyunda “Banker Bako" olarak bilinen ... isimli kişinin yönetim ve denetiminde bulunan Haksan Ltd. Şti. ve İlba Ltd. Şti.’ne ...Şubesince, Meko Ltd. Şti.’ne ... şubesince kullandırılan kredilerde teminat açıklı kredi kullanımının sürekli hale getirildiğini, Denge Ltd. Şti.’ne Kartal Şubesi"nce 28.10.1992-02.11.1992 tarihlerinde ihracat finansmanı amacıyla 65 milyon DM’lik döviz kredisi kullandırılarak ...ve ... Şubelerindeki firma risklerinin tasfiye edildiğini, davalılar aleyhine banka alacağının tahsili için davalar açıldığını, Denge Ltd. Şti.’ye kullandırılan 65 milyon DM’lik döviz kredisinin ihracat bedeli dövizlerle kapatılamayacağının anlaşılması üzerine Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu mükellefiyetinin yerine getirilmemesi amacıyla davalı ... ve ..."ın şube defter ve kayıtlarıyla otomosyon disketleri üzerinde değişiklikler yaparak döviz kredisinin geriye dönük olarak dövize endeksli TL kredisi haline getirildiğini bu hususun murakıplarca belirlenmesi üzerine Kağıthane Vergi Diresi tarafından başlatılan icra takibi sonucunda banka tarafından 223.241.250.000.- TL KKDF borcunun ödendiğini, bu işlemden dolayı müvekkili bankanın zarara uğradığını, ayrıca bu zararın davalı yöneticilerin kusurlu davranışlarından doğduğunu ileri sürerek, 821.117.429.055.- TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli ticari kredilere uygulanan %130 temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, dava açılması için gerekli şartların yerine getirilmeden işbu davanın açıldığını, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, döviz kredisinin dövize endeksli TL kredisine dönüştürülmesinde herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, zarar ile müvekkili arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava açılması için gerekli şartların yerine getirilmeden işbu davanın açıldığını, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, döviz kredisinin dövize endeksli TL kredisine dönüştürülmesinde herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, zarar ile müvekkili arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... varisleri vekili, şube müdürü olarak görev yaptığı sırada bankaya zarar uğratacak davranışta bulunmadığını, aleyhine açılan ceza davasında beraat ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davalı ... varisleri hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 223.241,25 TL asıl alacak ve 256.231,02 TL dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 479.472,27 TL alacağın asıl alacak olan 223.241,25 TL’ye dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan tahsiline, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, davacıdan harç ve ceza alınmasına yer olmadığına, 14.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.