8. Hukuk Dairesi 2016/1608 E. , 2019/1490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde hudutları belirtilen tahmini yedi dönümlük taşınmazın en az 50-60 yıldan beri vekil edeni tarafından kullanıldığını, bu yer üzerinde Hazine de dahil üçüncü kişilerin herhangi bir hakkı bulunmadığını açıklayarak bahsi geçen taşınmazın vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Hazine vekili, dava konusu alanın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak bırakıldığını, bu alanda herhangi bir tarımsal faailiyetin ve davacının hakimiyetinin bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ... Belediye Başkanlığı vekili ile ... vekili de davanın haksız olduğundan bahisle reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu yerin davacı tarafından 20 yıldan fazla süredir nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığı, bu yerin köy suyu ile sulanan imar ihyası tamamlanmış, uzun süredir tarım yapılan bir yer olduğu, 1990 yılında çekilmiş hava fotoğrafında dava konusu yerin açıklık olarak göründüğü, 1990 yılı hava fotoğrafının çekim tarihinden sonraki tarihlerde ise zilyetliğe esas olabilecek sürekli ve nizasız tarım amaçlı kullanıldığı, dava konusu yerin zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde, orman sayılmayan, mera olmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nin 713/1. fıkrasında yer alan, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurma iddiasına dayalı mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar az yukarıda açıklanan gerekçeler ile kabul kararı verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki, davalılardan Hazine vekili dava konusu alanın zilyetlikle kazanmaya elverişli olmayan Devletin Hüküm ve Tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davanın reddini savunmuş, ... Kadastro Müdürlüğü"nün 27.10.2011 tarihli karşılık yazısında da, tescil davasına konu edilen alanın, ... Köyünde 766 sayılı Tapulama Yasası"na göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalışma alanı sınırı (tapulama sınırı-genel sınır) dışında kaldığından kadastrosunun yapılmamış olduğu bildirilmiştir.
Ziraat mühendisi ve orman yüksek mühendisi tarafından düzenlenen 12.3.2014 tarihli raporda, taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları dışında kaldığı belirlenmekle birlikte, davacı gerçek kişinin zilyetlik nedenine dayandığı nazara alındığında, taşınmazın öncesinin orman olup olmadığı hususu yöntemine uygun şekilde incelenmemiş olup bu haliyle taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı denetlenememektedir.
Bu nedenle; inceleme ve uygulamada kullanıldığı belirtilen 1978 ve 1990 tarihli hava fotoğrafları ile birlikte, bu fotoğraflardan başka yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ve bu tarihlere ait varsa ortofoto haritaları (Harita Genel Komutanlığından) ve amanejman planları bulunduğu yerlerden getirtilip, konusunda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte bilirkişiler aracılığıyla çekişmeli taşınmaza uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, yeri en eski memleket haritalarında gösterilmeli, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalılardan Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.2.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.