14. Hukuk Dairesi 2015/5922 E. , 2016/10161 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2013 gününde, birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından davalılar aleyhine 31.12.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- birleştirilen dava davalısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin paydaş olduğu 297 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarından....."ın 1/10 hissesini 30.10.2013 tarihinde davalıya sattığını, ancak müvekkiline satışla ilgili bildirim yapılmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı hissenin iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin paydaş olduğu 297 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarından ....."ın 1/10 hissesini 18.12.2012 tarihinde davalı ..."a, yine dava dışı paydaşlarından ...."ın 1/10 hissesini 30.10.2013 tarihinde davalı ..."e, ayrıca müvekkilinin paydaş olduğu 32 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarından ...."ün de 1/4 hissesini 04.04.2011 tarihinde davalı ..."a sattıklarını, ancak bu satışların müvekkiline bildirilmediğini belirterek davalılar adına kayıtlı hisselerin iptali ile müvekkili adına tescilini, asıl davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine; birleşen davada 297 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulü ile davalı ... adına kayıtlı 1/10 hissenin ve davalı ... adına kayıtlı 1/10 hissesinin iptali ile davacı adına tesciline, 32 parsel yönünden davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince, davalı-karşı davacı 297 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşı tarafından 18.12.2012 tarihinde davacı-karşı davalıya satılan 1/10 hissesinin iptali ile adına tescilini talep etmiş, davacı-karşı davalı tarafından temyiz aşamasında fiili taksim savunmasında bulunulmuştur.
Mahkemece, davacı-karşı davalının fiili taksim savunmasında bulunduğu göz önüne alınarak usulüne uygun şekilde keşif yapılıp bilirkişi incelemesi yaptırılarak varsa taraf tanıkları dinlendikten ve beyanları alındıktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.