5. Hukuk Dairesi 2018/13891 E. , 2019/9234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın ... yönünden usulden reddine, ... yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece ... hakkındaki davanın yargı yolunun caiz olmaması usulden reddine, ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahallinde yapılan keşif sonucu ... İli, ... İlçesi, .... Mahallesi, 3175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaz imar, emsal olarak incelenen taşınmaz kadastral parsel olduğu halde değerlendirmede %35 oranında düzenleme ortaklık payı düşen raporun hükme esas alınması doğru olmadığı gibi dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarınca açılan ve Dairemizdeki temyiz incelemesi sonucunda onanan ... Asliye 6. Hukuk Mahkemesinin 2010/628 Esas, 2011/228 Karar sayılı dosyasında Ekim 2010 değerlendirme tarihi itibariyle 450,00- TL/m² bedel belirlenmiş ve bu bedelin dairemizce de uygun görüldüğü gözetildiğinde Nisan 2012 itibariyle dava konusu taşınmaza 500,00 TL/m² değer biçen raporun bedel yönünden inandırıcı bulunmaması nedeniyle de hükme esas alınması doğru değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın mahalden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar
ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu,emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re"sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın tamamının imar planında eğitim tesisi alanı olarak planlandığı, 1.612,24 m²´ lik bölümüne yol geçirmek suretiyle fiilen el atıldığı, mahkemece fiilen el atılan bölüm yönünden Yıldırım Belediye Başkanlığının sorumluluğuna gidildiği, proje bütünlüğü gözönüne alındığında taşınmazın imar planında eğitim tesisi alanında kalan kısmının bedelinin de sorumlu idare olan ... Bakanlığından tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarınca açılan ... Asliye 6. Hukuk Mahkemesinin 2010/628 Esas, 2011/228 Karar sayılı dosyasında taşınmazın yol olarak el atılan bölümü 2092,26 m², eldeki dava dosyasında 1.612,24 m² olarak belirtildiğinden el atılan alan yönünden çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olması,
4-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında BUSKİ lehine çok sayıda irtifak hakları tescil edildiği anlaşılmakla, önceki irtifak haklarından kaynaklanan değer düşüklüğü belirlenip taşınmaz değerinden indirilmesi gerekirken, bu konuda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
5-Tapu kaydında bulunan haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması,
6-Dava konusu taşınmaza 04/11/1983 tarihinden sonra el atıldığından nisbi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre;
7-Davacılardan ... ve ..."in hisselerini yargılama devam ederken dava dışı kişilere satış yaptıkları belirtilmiş ancak satış yapılanların isimleri dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Bu itibarla; 6100 sayılı HMK"nin 125/2 maddesi uyarınca davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, mahkemece davacı sıfatıyla yeni malikler tespit edilip dava ihbar edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
8-Davacılardan ..."e vekaleten dava açılmış ise de; ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1902-2010/1885 E/K sayılı kararına göre ...." in dava açılmadan önce 13.06.2010 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından bu davacı yönünden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı ile belediyeden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.