Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın sanığın 24/05/2011 tarihli duruşmada bildirdiği en son adresten farklı bir adrese tebliğ edildiği, aynı zamanda tebliğ edilen bu adreste UYAP üzerinden yapılan kontrolde 18 yaşını doldurmayan ve aleyhine tanıklık yapan oğlu ...’ye tebliğ edildiği, dolayısıyla kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve kesinleşmenin usulüne uygun olmadığı, bu suretle de denetim süresinin başlamadığı ve yeni suçun denetim süresi içerisinde işlendiğinden bahsedilmeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesi, 2) Kabule göre de; a) Sanığın oğlu olan ve anlatımı hükme esas alınan olayın tek görgü tanığı olan ...’ye tanıklıktan ve yeminden çekilme hakkı hatırlatılmadan dinlenmesi suretiyle CMK"nın 45. maddesine aykırı davranılması, b) Daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanıkla ilgili olarak, CMK"nın 231/11. maddesi gereğince açıklanması daha evvel geri bırakılan hükümde herhangi değişiklik yapma imkanı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçundan hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ...’nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.