Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15087
Karar No: 2016/1474
Karar Tarihi: 10.02.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/15087 Esas 2016/1474 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/15087 E.  ,  2016/1474 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-ELATMANIN ÖNLENMESİ


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal ve tescil isteğinin reddine; elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile paydaşlar arasında çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Davacı,üzerinde kat irtifakı kurulu 5990 parsel sayılı taşınmazda bulunan çatı arası piyesli mesken niteliğindeki 9 nolu bağımsız bölümü babası..."e verdiği vekaletname ile yüklenici olan davalı şirketten 31.03.1998 tarihinde satın aldığını, ancak yüklenicinin hile ile yaşlı babasını kandırmak suretiyle meskenin tamamı yerine 3/4 payı devrettiğini, 1/4 payı ise diğer davalı ..."ye 15.05.1998 tarihinde temlik ettiğini, kat irtifakına esas tasdikli mimari projeye göre 9 nolu bağımsız bölüme ait çatı arası piyesinin daire ile bağlantılı ve iki oda ve duştan ibaret olması gerekirken daireye bağlı olmayan müstakil bir daireye dönüştürüldüğünü, kaçak yapıyı davalı ..."nin oturmak suretiyle kullandığını ileri sürerek tapu iptali ile adına tesciline, taşınmazın projeye uygun hale getirilmesine, elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiş; .... Sulh Hukuk Mahkemesince projeye uygun hale getirme ve yıkım istekleri tefrik edilerek tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin de görevsizlik kararı üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/6014-8432 E.K. sayılı ilamı ile "davanın mülkiyet iddiasına yönelik davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir" gerekçesi ile .... Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; davalı şirket yönünden husumet nedeniyle davanın reddine; davalı ... yönünden ise dava konusu taşınmazın 3194 sayılı yasanın 32. maddesi gereğince kaçak yapı olduğu gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteminin reddine; çekişme konusu taşınmazda davacının payına davalı tarafından 42,07 m2 tecavüzde bulunulduğu gerekçesi ile elatmanın önlenmesine; fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu üzerinde kat irtifakı kurulu 5990 parsel sayılı taşınmazda bulunan çatı arası piyesli mesken niteliğindeki 9 nolu bağımsız bölümde davacının 3/4, davalı ..."nin ise 1/4 oranında paydaş olduğu, kat irtifakına esas tasdikli mimari projeye göre 9 nolu bağımsız bölüme ait çatı arası piyesinin daire ile bağlantılı ve 42,07 m2 alanlı iki oda ve duştan ibaret olması gerekirken daireye bağlı olmayan üç oda, salon, mutfak, banyo ve tuvaletten oluşan müstakil bir daireye dönüştürüldüğü, kaçak yapıyı davalı ..."nin, buna karşın çatı arası piyesi için ayrılan bölüm hariç 9 nolu bağımsız bölümü ise davacının kullandığı görülmektedir.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.
    Bilindiği üzere 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.), Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; tarafların çekişmeli taşınmazda tasarruf ettikleri yerler bulunduğu tartışmasızdır. Diğer taraftan yapının imara aykırılığı idareyi ve idari yaptırımı ilgilendiren bir konudur.
    Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi