3. Hukuk Dairesi 2021/4356 E. , 2021/9294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ceza koşulu ve reçete bedeli tahsili, uyarı cezası, sözleşmenin süreli feshi işlemlerinin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ...Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Kurumun 05/10/2011 tarihli yazısı ile SGK kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine İlişkin 2009 Yılı protokolünün 6.3.3. maddesine göre, eczanenin kuruma fatura ettiği 3 hastanın reçetesindeki ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi nedeniyle, 33.306,85 TL tutarında cezai şart uygulandığını, uyarılmasına karar verildiğini, yine protokolün 6.3.24 maddesinde yönlendirme yasağını ihlal ettiğinden kendisiyle bir yıl süre ile sözleşme yapılamayacağını ve yönlendirildiği iddia edilen toplam 290.580,75 TL reçete bedelinin faizi ile birlikte toplam 350.628,64 TL nin alacağından mahsubuna karar verildiğini ancak söz konusu kurum işlemlerinin haksız olduğunu, reçetede belirtilen ilaçların hasta yada yakınına teslim edildiğini bu nedenle kurum işleminin iptalini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen protokolün 6.3.3 ve 6.3.24 maddelerine davacının aykırı davrandığı, reçetede bulunan imzaların hasta sahibine yahut yakınına ait olmadığının belirlendiği, yine davacının eczane çalışanları vasıtasıyla reçete yönlendirmesi yaptığı, bu nedenle sözleşmenin bir yıl süre ile feshine ilişkin kurum işleminin yerinde olduğu, ancak yönlendirmesi yapılan ve hasta yahut yakınına ait imza içermeyen reçetelerde belirtilen ilaçların davacı tarafından hastaya teslim edildiği, bu nedenle bu reçete bedellerinin davalının istihkaklarından kesilmesinin kurum lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açacağından davanın kısmen kabulüne, taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıl süre ile feshine ilişkin davalı kurum işleminin iptali isteminin reddine, davalı Kurumun protokolün 6.3.3 maddesi gereğince uygulanan 33.306,85 TL cezai şart bedeline ilişkin kararının 29.745,40 TL sinin, protokolün 6.3.24 maddesi gereğince uygulanan 290.580,75 TL reçete bedeli, 03/10/2011 tarihi itibariyle 60.101,89 TL yasal faiz bedeli olmak üzere toplam 380.428,04 TL (cezai şart, reçete bedeli, reçete bedeline uygulanan faiz) nin mahsubuna ilişkin davalı kurum kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 05/02/2018 tarihli, 2015/26037 esas, 2018/1224 karar sayılı ilamıyla "...2016 yılı protokolü mahkemece değerlendirilip sonucuna uygun karar verilmeli" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, 2009 Yılı protokolünün 6.3.24. maddesinin, 2016 Yılı protokolünün, yürürlüğe girdiği 01.04.2016 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığından ve 2009 Yılı protokolünün 6.3.3. maddesi yönünden bozma ilamına göre önceki kararın kesinleşmiş olması nedeniyle davanın kısmen kabulüne, taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıl süre ile feshine ilişkin davalı kurum işleminin iptaline, protokolün 6.3.24. maddesi gereğince uygulanan toplam 380.428,04 TL(cezai şart, reçete bedeli, reçete bedeline uygulanan faiz)"nin mahsubuna ilişkin davalı kurum kararının iptaline, tahsil edilen kesintinin iadesine, protokolün 6.3.3. maddesi gereğince uygulanan 33.306,85 TL cezai şart bedeline ilişkin kararının 29.745,40 TL kısmı yönünden mahsubuna ilişkin davalı kurum kararının iptaline, 29.745. 40 TL yönünden tahsil edilen kesintinin iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-HMK 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesinde ve aşamalarda verdiği dilekçelerde, dava konusu Kurum işleminin haksız olduğu gerekçesiyle iptalini istemiştir. Her ne kadar Kurum tarafından söz konusu işlemler nedeniyle, davacının Kurumdan olan alacaklarından kesinti yapılmışsa da mahkemenin ilk kararı neticesinde bu kesintiler iade edilmiştir. Hal böyle olunca mahkemenin davacının talebini aşarak kesintiler hakkında hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün, HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün 2 ve 3. fıkralarında yer alan "tahsil edilen kesintinin iadesine" ifadesinin çıkartılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince 15 gün içerisinde davalı yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.