11. Hukuk Dairesi 2015/6379 E. , 2016/565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/01/2015 tarih ve 2014/105-2015/11 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 1990 yılından bu yana sektörde faaliyet gösterdiğini, "..." ibaresini ticaret unvanında kullandığını, bu unvanı aynı zamanda marka olarak tescil ettirdiğini ve davalının da müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve davalının unvanında yer alan "..." ibaresi nedeniyle karışıklıkların ortaya çıktığını, davalının faturalarının yanlışlıkla müvekkiline, müvekkilinin evrakının ise davalıya gittiğini, bu karışıklılığın haksız rekabete yol açtığını, müvekkilinin uzun yıllardan beri kullandığı unvanına ve tescilli markasına rağmen davalının 2012 yılında "..." biçimindeki markayı tescil ettirmek için ..." ye başvurduğunu, müvekkilinin markası nedeniyle ..." nin bu başvuruyu reddettiğini ileri sürerek davalının ticaret unvanındaki "..." ibaresinin unvandan terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; "iltibasın söz konusu olmadığını, her iki şirketin faaliyet alanlarının tümüyle farklı olduğunu, müvekkilinin 2006 yılından bu yana "..." ibaresini ticaret unvanında kullandığını, buna büyük masraflar yaptığını ve sektörde tanındığını, sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın 7, 16, 20, 35, 40 ve 42. sınıflarda ... marka tesciline sahip olduğu, davalı tarafın ise 16 ve 40. sınıflarda 2011/41661 sayılı "..." ibareli marka tesciline sahip olduğu, davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunun "..." sözcüğü olmakla çok daha eski tarihli unvan tesciline sahip davacı tarafın, 6102 sayılı TTK"nın 50 ve 52. maddeleri gereğince tescilli ticaret unvanını koruma hakkı çerçevesinde terkin talebinde bulunabileceği, tarafların ticaret unvanlarının çekirdek unsurları aynı, faaliyet alanları benzer görüldüğünden davacı tarafın terkin talebinin yerinde bulunduğu, her ne kadar davalı taraf sessiz kalma yoluyla hak kaybı savunmasında bulunmuş ise de, davalının 2006 yılında yaptırdığı unvan tescilinin ... ibaresini içermeyip, "...." biçiminde olduğu, davalı tarafın bu unvanı 4 Şubat 2008 tarihinde değiştirerek "..." unvanını aldığı, davacı tarafın davalıya ait ünvan değişikliği sonrasında sessiz kalmadığı ve davalıya .... Noterliği aracılığıyla 7 Nisan 2011 tarihinde .... yevmiye no"lu ihtarname gönderdiği anlaşılmakla sessiz kalma yoluyla hak kaybı savunmasının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.