14. Hukuk Dairesi 2015/16990 E. , 2016/10139 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... v.d.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.03.2015 gün ve ....Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar (temlik alan) ... ve (temlik eden) ... ve ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, .... ada 9 (imar ile 9814 ada 33) parselde davalı ... adına kayıtlı paydan 140 m2"lik bölümün 2981 sayılı Kanuna göre davacıların murisi ... 28.12.2006, 24.07.2007 ve 30.10.2007 tarihli encümen kararları ile satıldığını, davacıların murisinin bu suretle hak sahibi olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davacılar, dava sırasında 09.12.2013 tarihinde haklarını davacı ..."e temlik etmiş, temlik alan ... davanın kabulünü istemiştir.
Davalı ... vekili, öncelikle idari yargının görevli olduğunu; ayrıca, davacıların murisinin tahsis bedelini ödemediğini, 2981 sayılı Kanuna göre davacıların ve temlik alanın hak sahibi olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların murisi .... binanın mevcut olduğu140 m²"ye tekabül eden 350.000,00 TL bedelin temlik alan tarafından depo edildiği, davacılar ve temlik alan adına tescil hakkı doğduğu gerekçesiyle 140 m²"ye tekabül eden pay yönünden davanın kabulüne depo edilen 350.000,00 TL bedelin davalı belediyeye ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dairemizce hüküm (...davacı mirasçılar ve dava sırasında temlik edenlerin murisi ...a davalı ... tarafından verilmiş bir tapu tahsis belgesi bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı yararına tapu tahsis belgesine dayalı edinme koşulları oluşmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi...) gerektiği gerekçesi bozulmuştur.
...
Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve .... sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde .... sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya ...sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (...) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Yasanın 1. maddesi hükmüne göre kanunun amacı; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektir.
...
Görülüyor ki; 2981 sayılı Kanun, büyük şehirlere göç ederek kamu arazilerine kaçak gecekondu inşa eden dar gelirli kişilerin korunmaları, başka bir deyişle sosyal amaçlı bir projenin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak çıkarılmış olup bu kanunda yazılanlar dışındaki kişilerin İmar Affı Kanununa dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Hak sahiplerine tahsis edilen gecekonduları satış sözleşmesiyle temlik alan kişilerin de kanun gereğince aynı koşulları taşımaları gerekmektedir.
Kanun; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki yapı maliklerini hedeflemiştir. Başka bir anlatımla, kanunda yazılanlar dışındaki kişilerin İmar Affı Kanununa dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Ne var ki, ....sayılı Kanun İle bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen .... sayılı Kanunun Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi, kanun kapsamında kalan kişilere yapılan tahsisin bunlar tarafından üçüncü kişilere temlikine imkan tanımıştır. Ancak bu gibi durumlarda da tahsis sahiplerinden devralan kişilerin 2981 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunun araştırılması gerekir. 2981 sayılı Kanunun 13/a hükmüne göre, arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü işyeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması zorunludur.
Somut olayda; Dairemizin 08.09.2015 tarihli mahalline iade kararı üzerine ... 05.11.2015 tarihli cevabi yazısına ekli olarak temlik eden davacılar murisi .... adına 111,47 m2"ye tekabül eden 30.11.1983 tarihli tapu tahsis belgesinin gönderilmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda tahsise konu yeri tahsis sahibinden devralan davacının yukarıda belirtilen şekilde 2981 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanamayacağı hususları araştırılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Değinilen bu husus bir yana bırakılarak, eksik inceleme ve araştırmayla davanın kabulü doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir. Dairemizin önceki ilamında yazılı bozma gerekçesinin doğru olmadığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davacının karar düzeltme istemi açıklanan sebeplerle kabul edilmelidir.
./..
...
SONUÇ: Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.03.2015 tarih 2015/1160-2539 sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme red harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.