Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/15097 Esas 2016/1471 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15097
Karar No: 2016/1471
Karar Tarihi: 10.02.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/15097 Esas 2016/1471 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/15097 E.  ,  2016/1471 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : GAİPLİK-TAPU İPTALİ-TESCİL


    Taraflar arasında görülen gaiplik ile tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, gaiplik ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı ..., paylı mülkiyet üzere olan dava konusu 102 ada 529 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın satış yoluyla giderilmesi için açılan davada, paydaşlardan "... oğlu ...""u temsil etmek üzere 3561 sayılı Yasa gereğince ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/579-625 E.K. sayılı ilamı ile ... kayyım tayin edildiğini, 10 yıllık idare süresinin dolduğunu ileri sürerek TMK"nun 588. maddesi uyarınca "... oğlu ...""un gaipliğine ve taşınmazdaki payın (var ise gaip adına başkaca taşınmazların tapu) iptali ile ... adına tesciline, yönetim gelirinin hazineye devrine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, esas hakkında beyanda bulunmamıştır.
    Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi davanın reddi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) 388, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu HUMK. nun 389., yine HMK. nun 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne var ki, uygulamada HUMK"nun 381.maddesinin son fıkrasının HMK"nin 294. maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur.
    Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK. nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda "Davacının davasının reddine" karar verildiği halde gerekçeli kararda "Davacının davasının reddine,karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine" hükmedilmesi suretiyle (mahkemece kısa kararda yer almadığı halde, gerekçeli kararda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna da hükmedilerek) kısa karar ile çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmış olması doğru değildir.
    Hâl böyle olunca, 10.4.1992 gün, 1992/7 Esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.