3. Hukuk Dairesi 2016/3557 E. , 2017/5011 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi - alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; ....kesiminde aç kapa tünellerinin yapım işinin asıl yüklenici olan ... yüklenici olarak alındığını ve büyük kısmının tamamlandığını ancak ekonomik sıkıntılar nedeni ile kalan kısmın başka bir firma ile oluşturulacak adi ortaklık ile yürütülmesine karar verildiğini, bunun için davalı şirket ile 17/08/2012 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu ve 23/08/2012 tarihinde faaliyetine başladığını, bu adi ortaklığın üst yüklenici firmanın muvafakati ile kurulduğunu ve kısa süre sonra üst yüklenici ile davalı şirket arasında sözleşme imzalandığını, ancak sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesine gerek duyulmadığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamlamasına rağmen davalının kar paylarını vermediğini belirterek adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kardan 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davalının ikametgahının....olduğunu, HMK 14/2 maddesine göre davanın davalının ikametgahında açılması gerektiğini, davanın TBK"nun 640. maddesi gereğince altı ay öncesinden fesih bildirimi yapılmadan açıldığını, davanın öncelikle bu sebeple reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile herhangi bir adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını, üst yüklenici ile sözleşmenin davalı tarafından kendi adına yapıldığını, adi ortaklık adına yapılmadığını, davacının makinalarının kira ilişkisine istinaden kullanıldığını ve ödemelerin kira bedeli olarak yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, adi ortaklık ile ilgili ortaklar arasında açılacak davalarda genel yetki kuralı geçerli olduğu, buna göre davanın, davalının ikametgahı mahkemelerinde açılması gerektiği, davacının, sözleşmenin ifa yerinden bahsetmiş ise de; bu hususun ortaklığın üçüncü kişi ile yapmış olduğu sözleşmeler için geçerli olduğu, adi ortaklığın ortakları arasında geçerli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK. nun 6. maddesi gereğince; bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Aynı kanunun 10. maddesinde, sözleşmelerden doğan davalar için özel bir yetki kuralı konulmuştur. Anılan maddeye göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir.
Somut olayda, taraflar arasında ...n projesi kapsamında... kesiminde aç kapa tünellerinin yapım işi için bir adi ortaklık sözleşmesi kurulduğu ileri sürülmüştür.
Bu durumda, mahkemece; davalıların ikametgahı mahkemesi yanında, sözleşmenin ifa edileceği .... mahkemelerinin de yetkili olduğu, davacının seçimlik hakkını sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde dava açmak suretiyle kullandığı gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428 .maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.