20. Hukuk Dairesi 2015/4691 E. , 2016/244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1956 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında ... köyü 2017 parsel sayılı taşınmaz, 860 m² yüzölçümü ile çeşme ve meydanı vasfıyla senetsizden ... köyü tüzel kişiliği adına tapuya tescil edilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosunda ise taşınmaza 3345 ada 4 parsel numarası verilerek, 838,77 m² yüzölçümü ile çeşme vasfıyla tesbiti yapılarak, 21.11.2011 – 21.12.2011 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılmıştır.
Davacı ... Yönetimi vekili, 21.12.2011 tarihli dava dilekçesi ile ... Belesiyesini hasım göstererek açtığı davada, ... merkez, ... mahallesinde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro yenileme çalışmalarında; 3345 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... olmasına rağmen, tarla olarak tesbit gördüğünü, taşınmazın ağaçlandırma sahası ve ... sınırları içerisinde kaldığını iddia ederek, yapılan tesbitin iptali ile taşınmazın tamamının ... vasfıyla ... adına tesbit ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece dava konusu yapılan 3335 ada 4 nolu parselin teknik bilirkişi ...in 04/09/2014 tarihli asıl raporunun ekinde gösterilen (B) harfi ile işaretli 402,05 m2"lik bölümünün Devlet ...ı sınırları içinde kaldığı anlaşıldığından, ... vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 32,55 m2"lik ve (C) harfi ile gösterilen 404,17 m2"lik bölümlerinin ziraat arazisi olarak ... sınırları dışında bırakıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, dava konusu taşınmazın ... olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, çekişmeli parselin teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile işaretli bölümünün ... Devler ormanı sınırları içinde kaldığından bu bölüme ilişikin davanın kabülü ile orman vasfıyla ... adına tesciline, (A) ve (C) harfli bölümlerinin ise orman sınırları dışında bırakıldığından bu bölümler yönünden davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Teknik bilirkişi ise raporunda taşınmazın bir kısmının ... köyü orman çalışması sırasında orman sınırları dışında bırakıldığını, bir kısmının aynı çalışmada orman sınırları içinde bırakıldığını, bir kısmının ise ... köyü orman çalışması sırasında orman snırları dışında bırakıldığını belirtmiştir. Dosyaya getirtilen bilgi ve belgelerden de, hem ... köyünde hem de ... köyünde orman kadastro çalışması yapıldığı anlaşılıyor ise de, ... mahallesinde yapılan orman kadastro çalışmasının ilân edilip edilmediği anlaşılamadığı gibi, her iki köyde yapılan orijinal renkli orman kadastro haritası da getirtilmemiş, taşınmaz başında keşif yapılmaksızın dosya üzerinden alınan teknik bilirkişi raporuyla yetinilerek, taşınmazın tahdit hattına göre konumu tam olarak saptanmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik ve yetersizdir.
Orman tahdidinin kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukukî niteliği orman tahdit çalışma tutanakları ve haritalarının uygulanması suretiyle belirlenir. Yörede orman tahdidi yoksa veya orman kadastro çalışması varsa dahi bu çalışma usûlüne uygun bir şekilde ilân edilmemiş ise, bu durumda ... Yönetimi tarafından orman iddiasıyla açılan davaların eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre çözülmesi gerekir.
O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece, öncelikle ... ve ... köylerinde 6831 sayılı Kanuna göre ilân edilen orman kadastro çalışması bulunup bulunmadığı araştırılarak, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre ilân edilip, kesinleşmiş orman tahdidinin bulunduğu tespit edildiği takdirde; yörede 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre ilan edilip kesinleşen orman tahdit ve varsa aplikasyon çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile varsa aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneğinin (orman kadastro tamamlama haritası olmayacak özellikle yapılan tüm tahditlerde dava konusu taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktalarına ilişkin çalışma tutanakları ile yine dava konusu taşınmazı ve çevresini gösterir orijinal renkli orman tahdit harita örnekleri getirtilmelidir), yine, yörede yapılan bu orman tahdidinde kullanılan hava fotoğrafları ile bu hava fotoğraflarının üretildiği memleket haritalarının orijinal renkli onaylı örneklerin, yenileme kadastrosu ile ilgili tüm kayıtlar ile taşınmazın yenilemeden önceki kadastro paftası ile yenilemeden sonraki kadastro paftasının dosya arasına alınmasından sonra, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları zeminde bulunup fotoğraflanmalı, yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan ve yukarıda belirtilen hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu ve varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın her iki köydeki orman kadastrosu ve aplikasyon haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile varsa aplikasyon harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan yönetmelik ve teknik izahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.