23. Hukuk Dairesi 2014/545 E. , 2014/4556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/07/2012
NUMARASI : 2011/154-2012/169
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı ile birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkillerinin kooperatifin amacının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması üzerine üyelikten istifa ettiklerini, kooperatifin villaları yaptığı arsaların 6831 sayılı orman yasasının 2b maddesi gereğince hazine adına ormandan terkin edilen yerler olduğunu, bu nedenle özel mülkiyete konu olamayacağını, müvekkillerinin haklı nedenle kooperatif üyeliğinden istifa ettiklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri için ayrı ayrı kooperatife yapmış oldukları ödemelerin 8.000,00 TL"nın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların halen ödenmeyen aidat borçları olduğunu, bu nedenle davaların yersiz olduğunu savunarak reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların kooperatiften istifa ettikleri tarih olan 15.01.2008 tarihi itibariyle halen kooperatife ödemeleri gereken ve genel kurulca hüküm altına alınan masraf ve benzeri borçları olduğu, davacıların diğer üyelerle birlikte kooperatife borçlu olmadıklarının tespiti için açmış oldukları İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/337 Esas-2007/214 Karar sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davacıların alınan üyelik aidatlarına ilişkin genel kurul kararlarının iptaline yönelik açmış oldukları davaların reddedildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davacı birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığından istifa eden ortakların kooperatife yaptıkları ödemelerin iadesi istemine ilişkindir. Kooperatiften çıkan ve çıkarılan ortakların hesaplaşma süresi ve yükümlülükleri Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesinde düzenlenmiştir. Adı geçen yasa maddesinde, “kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatifin varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar yedek akçeler hariç olmak üzere ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır. Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte iade ve ödemeler anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır..” denilmektedir.
Somut olayda, davacılar 15.01.2008 itibariyle kooperatif ortaklığından istifa etmişlerdir.İstifa hususunda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. Kooperatifler Kanunu"nun 17/2. maddesinde kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların hesaplaşma süresi ve yükümlülükleri düzenlenmiş olup, buna göre ayrılan ortaklar ödemiş oldukları aidatın tamamını değil ancak bu yıl sonu bilançosuna göre paylarına düşen miktarı alabilirler. Bu durumda mahkemece, davacıların alması gereken çıkma payı ve muacceliyet tarihi belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.