17. Hukuk Dairesi 2018/3100 E. , 2018/12529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacılar vekili, müvekkilinin oğlu ... "nın yolcu olarak bulunduğu trafik sigortasız ... plakalı aracın 27.07.2011 tarihinde karıştığı trafik kazasında vefat ettiğini, kendisinin ve kızı ...’nın kazada ağır derecede yaralandığını, ... "nın en az %78 oranında malul kaldığını bildirerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile ...’nın vefatı sebebiyle davacı ... için 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, her davacı için 2.000,00 TL. geçici ve sürekli iş görememezlik tazminatının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasından itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, aynı kaza nedeni ile davacı Sema için 15.000,00 TL bakıcı giderini belirsiz alacak olarak talep etmiş, hem asıl hem birleşen dava için taleplerini 12.11.2013 tarihli dilekçe ile artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; asıl davada davanın kabulü ile davacı ... için 24.714,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 150.544,00 TL
sakatlık tazminatı olmak üzere toplam 175.258,00 TL tazminatın ve davacı ... için 95.307,00 TL sakatlık tazminatının (her bir tazminat türü yönünden ayrı ayrı 200.000,00 "er TL"lik sigorta limiti ile sınırlı tutulmak suretiyle) 16.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, birleşen davada davanın kabulü ile 108.148,00 TL bakıcı giderinin ( tazminat türü yönünden 200.000,00 TL"lik sigorta limiti ile sınırlı tutulmak suretiyle) 16.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili, katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Her ne kadar davacılar vekili katılma yoluyla bozma talepli dilekçe vermiş ise de; Dairemizin 22/03/2018 gün ve 2016/7188- 2018/3186 Sayılı ilamımız ile, mahkemece davacılar vekilinin katılma yoluyla yapılan temyiz dilekçesi hakkında bir karar verilmek, sonrasında dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiş, mahkemece de 25/04/2018 tarihli ek karar ile davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süresinde temyiz karar harcı ve temyiz yoluna başvuru harcı yatırılmaması sebebiyle temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş; ek karar, davacılar vekiline tebliğ edilmiş ve ek karar davacı tarafca temyiz edilmemiş olup katılma yoluyla yapılan davacı taraf temyizi incelenmemiştir.
2-) Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ve ayrıca destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, mahkemece her iki davacının maluliyet oranları ile ilgili rapor alınmış ve davacı Sema’nın maluliyet oranı belirlenmiş ise de, davacı Sema’nın maluliyet oranını tespit eden 22.12.2014 tarihli ATK raporu bakıcı gideri konusunda denetime elverişli değildir. O halde, ATK
3. İhtisas Kurulundan davacı Sema’nın önceki maluliyeti gözetilip sadece dava konusu kaza nedeni ile meydana gelen maluliyet şekli ve oranı dikkate alındığında, bakıcıya ihtiyaç olup olmadığı konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-) 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen ... Yönetmeliği"nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Hesabın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı ..."nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte ..."na başvuru yapıldığı tarihte, başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Somut olayda; asıl davada davacı ...’nin maluliyet tazminata dair dosya içerisinde davalı ... Hesabına başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmamasına göre, davalı ... Hesabının asıl davada davacı ...’nin maluliyete dayalı tazminat talepleri için dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece; asıl davada davacı ... için hükmedilen 150.544,00 TL sakatlık tazminatın tamamına asıl dava tarihi 23.07.2013 tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, davacı ...’nin maluliyeti nedeni olmayan ödeme tarihi 16.07.2013 tarihinden faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle katılma yoluyla yapılan davacı taraf temyiz dilekçesinin incelenmesine yer olmadığına, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.