6. Hukuk Dairesi 2015/7848 E. , 2015/10535 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/04/2015
NUMARASI : 2014/531-2015/253
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu taşınmazı kendi mesleği olan kuyumculuk üzerine kullanmak istediğini, ihtara rağmen davalının kiralananı tahliye etmediğini ileri sürerek müvekkilinin ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının ihtiyaç iddiasının gerçeği yansıtmadığını, nitekim davacının birçok taşınmazı bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan keşif neticesinde davacının ihtiyacı bakımından kiralananın uygun olduğunun anlaşıldığı, bu şekilde ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK.’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak bir hadise olarak çözüme kavuşturulması gerekir.
Olayımıza gelince; taraflarca inkar edilmeyen 15.07.2013 başlangıç tarihli ve bir ay süreli kira sözleşmesi belirli süreli kira sözleşmesi niteliğindedir. Türk Borçlar Kanunu 347. maddesine göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin bir ay olan süresinin bitimi ile sözleşme bir yıl süreyle yenilenmiştir. Türk Borçlar Kanunu 350. madde gereğince kiraya veren kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonundan itibaren bir ay içinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 15.07.2013 başlangıç tarihli ve bir ay süreli olup 15.08.2013 tarihinden itibaren bir yıl süreyle yenilenmiştir. Davacı tarafın dayandığı sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihleri esas alındığında 16.07.2014 tarihinde erken açılan dava, süresinde değildir. Mahkemece, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.