16. Ceza Dairesi Esas No: 2015/7778 Karar No: 2016/3195 Karar Tarihi: 05.05.2016
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7778 Esas 2016/3195 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, kolluk görevlilerinin kimliğini istemesi üzerine kardeşi olan birinin kimlik bilgilerini kullanarak başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçuna teşebbüs etmiş, ancak dosyanın eksik incelediği gerekçesiyle mahkumiyet kararı bozulmuştur. Mahkemenin dosyayı yeniden incelemesi gerekmektedir. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK'nın 268. maddesi başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu düzenlemektedir. Bu suçun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir. Bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda ise resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eylemi TCK'nın 206. maddesine uyan suçu oluşturur. Hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eylemi ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesine aykırılık olarak değerlendirilir.
16. Ceza Dairesi 2015/7778 E. , 2016/3195 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma Hüküm : TCK"nın 268. maddesi delaletiyle 267/1, 62, 53.maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde öngörülen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK"nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eyleminin ise 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesine aykırılık olarak değerlendirileceği, bu kapsamda somut olay incelendiğinde; a-)Sanığın kolluk görevlilerinin kimliğini istemesi üzerine kardeşi olan ..."a ait kimlik bilgilerini kullanması olayında, herhangi bir suç soruşturmasının olup olmadığı, mağdur ... hakkında herhangi bir adli işlem yapılıp yapılmadığı, sanığın hangi nedenlerle parmak izi tespitlerinin yapıldığı hususlarının araştırılarak denetime olanak sağlayacak şekilde dosyaya eklendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, b-)Yargılamaya konu iddanamede "sanığın 20.06.2011 tarihinde şüphe üzerine durdurulan araç içerisinde bulunup kolluk görevlilerine kendisini ... olarak tanıttığının" yazılı olması, olay tarihli tutanak içeriğinde ise “sanığın kollluk görevlilerine ... olarak kimlik bilgilerini söylediğinin” belirtilmesi karşısında; iddanamedeki eylem ile tutanak arasındaki çelişkileri de gidermek amacıyla 20.06.2011 tarihli tutanağı düzenleyen tutanak mümzi şahısların tanık olarak beyanlarının alınması ve sonuca göre sanığın hukuki durumun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi, 2-)Kabul ve uygulamaya göre de; a-)Gerekçeli karar başlığında suçun adının "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" yerine "iftira" olarak gösterilmesi, b-)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 05.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.