23. Hukuk Dairesi 2014/4296 E. , 2014/4515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/12/2012
NUMARASI : 2012/165-2012/583
Taraflar arasındaki menfi tespit ve takibin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunu, taraflar arasında 21.10.2008 tarihli gübre için kredi sözleşmesi düzenlendiğini, davalının fiyat farklılığı nedeniyle gübreyi teslim etmediği için müvekkilinin gübreyi tüccardan temin ettiğini, bu şekilde kredi sözleşmesinin geçersiz kaldığı halde davalının, teslim etmediği gübre için geçersiz kalan sözleşmeye dayanak icra takibi başlattığını, ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takip dayanağı sözleşme ve takibin iptaline, haksız takip nedeni ile davalının %40 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi gereği davacıya kredi kullandırıldığını, davacıya teslim edilmek üzere aynı gübre değil misli kadarı mevcut olduğu ve emanette kayıtlı olduğu halde davacının gübreyi teslim almamasının davacıyı borçtan kurtarmadığını, davacı daha düşük fiyatla gübre temin ettiği için gübreyi depodan teslim almadığını, sözleşmenin feshedilip geçerliliğini yitirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında kredi sözleşmesine göre senet düzenlenerek sonrasında bu senedin davalı tarafça icra takibine konulduğu, dosya kapsamında tahsil edilen tutarın ise tedbir kararı nedeniyle alacaklıya ödenmediği, fiilen ödeme olmasa dahi tahsilat gerçekleştiğinden davanın istirdat davasına dönüştüğü, fiilen bir teslim olmadığına göre senedin karşılıksız kaldığı, davalı tarafın teslim yükümlülüğünü fiilen yerine getirmediğinden davacının borçlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile Tekirdağ 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/4703 takip sayılı dosyasıyla davacıdan tahsil edilen 11.359,15 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının borçlu olmadığının tespitine, sözleşme ve takibin iptaline ilişkin talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının asıl alacağın % 40"ı oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, icra takibine konu senede dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, takip sırasında takibe konu miktarın davacı tarafından alacaklıya ödenmesi üzerine menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür. Dolayısıyla, davacının takip yapıldıktan sonra takip dosyasına ödediği asıl alacak ve tüm fer"ilerinin, dava istirdada
dönüştüğünden, hüküm altına alınması gerekirken sadece takip miktarına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3)2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 72/5. maddesinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde, talepi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği ve takdir edilecek zararın ise haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamayacağı öngörülmüştür.
Taraflar arasında 21.10.2008 tarihli kredi sözleşmesinin imzalandığı, fakat sözleşmeye rağmen davacının krediyi kullanmadığı ve gübreyi teslim almadığı, bunun üzerine davalıca gübrenin misli teslim edilmek üzere, deposunda bulundurularak, bedelinin tahsili için davacı hakkında icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Bu takipte, davacıyı menfi tespit davasını açmaya zorlayan haksız ve kötü niyetli olma şartlarının birlikte olması gerektiği halde, somut olayda kötü niyet şartının oluşmadığı gözardı edilerek, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.