3. Hukuk Dairesi 2015/17411 E. , 2017/4934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında görülen boşanma davasının devam ettiğini, tarafların düğün merasimlerinde müvekkiline toplam 9 tane bilezik, 5 tane ata lira, 35 adet çeyrek altın ve 1 adet küpe ve bileklikten ibaret takı takıldığını, bu takıların davalı tarafından müvekkilinin rızası olmadan kasaya konulmak üzere alındığını ve iade edilmediğini beyan ederek takıların aynen iadesine aksi halde yasal faizi ile birlikte dava tarihindeki değeri üzerinden müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin evde olmadığı sırada davacının ailesiyle birlikte müşterek hanedeki eşyaları götürdüğünü, ziynet eşyalarının davacının zilyetliğinde olduğunu ve annesinin evinde saklandığını, müvekkilinin ziynet eşyalarını teminat mektuplarının saklandığı işyerindeki kasada saklamasının mümkün olmadığını, bu kasayı gün içinde farklı kişilerin sürekli kullandıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 25.634,88 TL"nin dava tarihinden geçerli yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen bu hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.
Davada, mahkemece, ziynetlerin bedellerinin tahsiline karar verilmiş, ne var ki, hükümde altınların ayar, adet ve gramları ile tek tek belirtilmemiştir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek hüküm fıkrasında ziynetlerin ayar, adet ve gramları ile tek tek belirtilmek suretiyle alacağın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.