11. Ceza Dairesi Esas No: 2012/23331 Karar No: 2014/11806 Karar Tarihi: 16.06.2014
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2012/23331 Esas 2014/11806 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların sahte raporlarla fatura düzenleyip, gereksiz medikal malzemelerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na fatura edilmesi ve haksız yere bedellerinin tahsil edilmesi sebebiyle \"resmi belgede sahtecilik\" ve \"nitelikli dolandırıcılık\" suçlarından mahkumiyetleri gerekir. Dava, zincirleme suç olarak değerlendirildiği için, sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da devam ettiği ve suç tarihlerinin son suçun işlendiği tarih olduğu belirtildi. Temyiz incelemesi sonucu, \"resmi belgede sahtecilik\" suçunun cezası 2-5 yıl, \"nitelikli dolandırıcılık\" suçunun cezası ise 2-7 yıl hapis cezasıdır. Kararın kanun maddeleri 2297 sayılı Yargıtay Yasası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1. maddesi ve 158/1-e maddesidir.
11. Ceza Dairesi 2012/23331 E. , 2014/11806 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
2297 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesinde “Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.” hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır. Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından düzenlenen 29.12.2005 tarihli iddianamede; sahte raporlara istinaden fatura düzenlenip, hastaların gerçekte ihtiyaç duymadıkları medikal malzemelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna fatura edilerek haksız yere bedellerinin tahsil edildiği iddiasının bulunması, faturalara eklenip de haksız tahsilata konu edilen bir kısım reçetelerin 01.06.2005 tarihinden sonrasına ilişkin olması, bu anlamda "resmi belgede sahtecilik" suçu ile suçlanan sanık ... adına 5237 sayılı TCK"nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenmiş reçete bulunması, haklarında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kamu davası açılmayan sanıklar ..., ..., ... ve ... adına da 5237 sayılı TCK"nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenmiş reçeteler bulunması ve bu sanıklar adına sahte düzenlenen belgelerin kullanılarak katılan kurumdan yapılan tahsilatlardan sanıklar .., ... ve ..."in sorumlu tutulması, zincirleme suçlarda suç tarihinin son suçun işlendiği tarih olması ve sanık ... adına düzenlenen suça konu belgelerin ise 01.06.2005 tarihinden öncesine ilişkin olmakla birlikte bu sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan açılmış bir dava bulunmaması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; haklarında "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan açılmış kamu davası bulunan sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nun yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden sonra da devam ettiği ve yüklenen eylemlerin sabit olması halinde haklarında 765 sayılı TCK hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla; Temyiz incelemesine konu iddianamede anlatılan suçlardan "resmi belgede sahtecilik" suçunun cezasının suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nun 204/1. maddesi uyarınca 2 yıldan 5 yıla, "nitelikli dolandırıcılık" suçunun cezası ise aynı Yasanın 158/1-e maddesi uyarınca 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde, İddianamedeki anlatıma, tavsifin ağırlığına, hükmün konusuna, temyizin kapsamına, Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesine göre, temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşıldığından Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dairemiz ile 15. Ceza Dairesi arasında doğan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.