4. Hukuk Dairesi 2014/3598 E. , 2014/12625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2010/106-2013/630
Davacı F.. L.. vekili Avukat K.. P.. tarafından, davalı E..Y..ve O.. San. Tic. A.Ş vd aleyhine 09/05/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen 09/07/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davalılar vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 30/09/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat K... P.. ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat M.. R..İ..geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Asıl ve birleşen dava, tacirler arası haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, otel işletmeciliği yaptığını, inşaat yasağına rağmen inşaat ve tadilatı sürdürülen bitişiğindeki otel nedeni ile müşterilerinin rezervasyonlarını iptal ettirdiklerini, bu nedenle müşteri kaybına ve dolayısı ile işletme zararına uğradıklarını öne sürerek tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16.06.2009 gün 2008/7004 esas, 2009/2517 karar sayılı bozma ilamına uyarak yaptığı yargılama sonucunda; zararla davalıların eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunduğuna ilişkin, yargılamanın her aşamasında denetlenebilir kanıt bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar vermiştir.
Dosya arasında yer alan Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/98 D.İş ve 2005/227 D. İş sayılı tespit dosyaları, davaya konu inşaat ile ilgili basında çıkan gazete haberleri, inşaatın tedbiren durdurulması isteminin değerlendirilmesi amacıyla yapılan keşifler sonucu alınan bilirkişi raporları, turizm sezonunda inşaat yasağı bulunduğuna dair Belediye Başkanlığı yazıları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalılar tarafından inşaat yasağına rağmen beton dökümü, kalıp yapımı vb işleri de kapsayan inşaat çalışmalarının sürdürüldüğü, bu nedenle çevrede görüntü, toz ve gürültü kirliliği oluştuğu, inşaatın yakınında otel işleten davacının ve yakın çevrenin turizm açısından zarar gördüğü, yani davalıların haksız eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunduğu kanıtlanmıştır. Ancak bozma ilamında da belirtildiği üzere; davacının zararına neden olan tüm rezervasyon iptallerinin “sadece” davalıların sürdürdüğü inşaattan ve bu inşaatın verdiği rahatsızlıktan doğduğu, yani zararın kapsamı belli ve belirlenebilir değildir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42. maddesinde; “Zararı ispat etmek müddeiye düşer, zararın hakiki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde hakim, halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder.” hükmü, 43. maddesinde; “Hakim, hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazminatın suretini ve şümulünün derecesini tayin eyler.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, mahkemece yapılacak iş; otelin özelliklerini değerlendirerek, konusunda uzman bilirkişilere davacının zararını hesaplatmak, tüm rezervasyon iptallerinin sadece davalıların eylemi sonucu olduğu belli olmadığından, BK’nın 42 ve 43. maddeleri gözetilerek indirim yapmak sureti ile uygun bir tazminata hükmetmektir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeksizin, yanılgılı gerekçe ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.