19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2930 Karar No: 2020/19616 Karar Tarihi: 14.12.2020
5187 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2930 Esas 2020/19616 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2020/2930 E. , 2020/19616 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5187 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Dairemizin 29.04.2019 tarihli 2019/583 E. 2019/7571 K. sayılı bozma ilamında; yerel süreli yayının sorumlu müdürü ile aynı soyadına sahip olan imtiyaz sahibi sanığın arasındaki iş bölümünün, suça konu gazete nüshası üzerinde yer alan künyeden veya dosya içerisindeki bilgilerden anlaşılamaması nedeniyle, mahkemece bu hususta ilgili Cumhuriyet savcılığına sunulan beyannameden sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin kimlik bilgilerinin istenmesi, buna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinden bahisle hükmün eksik kovuşturma nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma üzerine Cumhuriyet savcılığından gönderilen beyanname bilgilerinde, sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin ayrıca belirtilmediği anlaşılmıştır. Sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin süreli yayın sahibince açıkça kararlaştırılıp ilgili Cumhuriyet savcılığına bildirilmediği bu gibi durumlarda, 5187 sayılı Kanun"un 11. maddesi kapsamında cezai sorumluluk, sorumlu müdür ile birlikte; yayın sahibi veya bu kişinin tüzel kişi veya 18 yaşından küçük olması halinde yayın sahibinin temsilcisidir. Dolayısıyla, 5187 sayılı Kanun"un 7. maddesi çerçevesinde beyanname vermekle yükümlü yayın sahibinin(yayımcı), imtiyaz sahibi olan gerçek kişi sanık olduğu açıktır. Sanığın savunmasında, tebliğ edilen kesinleşmiş yargı kararından haberdar olduklarını ve süresi içinde yayımladıklarını belirtmesine rağmen, düzeltme ve cevap metninin 5187 sayılı Kanun"un 18. maddesi kapsamında "gereği gibi yayımlanmadığı" anlaşılmakla, sanığın sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili olarak kabul edilmesi ve mahkumiyetine hükmedilmesi gerekirken beraatine karar verilmesi, Kabule göre ise; Dairemizin 28.09.2020 tarihli 2020/1515 E. 2020/11589 K. sayılı kararında gerekçeleri belirtildiği üzere;
Basit yargılama usulüne dair esasları düzenleyen ve hükümden önce (24.10.2019 tarihinde) yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı "basit yargılama usulü" başlıklı CMK"nin 251/3. maddesinin sadece bir usul hükmü olmadığı, aynı zamanda maddi ceza hukukuna dair bir hüküm olduğu, bu nedenle basit yargılama usulünün yürürlük tarihini gösteren Geçici 5/(1)-d. maddesinde yazılı "hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalar yönünden" kısmının Anayasa ve uluslararası sözleşme metinlerinde düzenlenen "suç ve cezaların kanuniliği" ve "lehe kanun" ilkelerine aykırı olduğu, Anayasa"ya ve tarafı olduğumuz temel haklara dair uluslararası sözleşmelere (ve özellikle AİHS"ye) aykırı bu durumun Yüksek Yargıtay tarafından dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla, Mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki "basit yargılama usulünün" uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi mecburiyeti, Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 14.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.