1. Hukuk Dairesi 2015/11753 E. , 2016/1404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulü ile 67.032,00 TL"nın karar kesinleştiğinde davalılara ödenmesine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve davalı ... vekili ile davalı.... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.02.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili gelmedi diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ...vekili, diğer temyiz eden, İhbar olunan ... vekili gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacılar, 2442 ada 3 parsel sayılı taşınmazın müşterek maliki olduklarını, komşu 4 sayılı taşınmazın davalı ... ait olup diğer davalı şirkete kiraya verildiğini, davalıların kendilerine ait 3 parsel sayılı taşınmaza kantar, depo gibi tesisler kurmak suretiyle kısmen tecavüz ettiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve yıkım istemişlerdir.
Davalı ...., taşınmazın sözleşmeye ve kanuna aykırı kullanımından kiracının sorumlu olduğunu, taşınmazlarda belediyece İmar Kanunu"nun 18.maddesi gereği uygulama yapıldığını, Davalı ... ise, taşkınlığın imar uygulaması sonucu meydana geldiğini, idari davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, İhbar olunan ... Başkanlığı, bahsi geçen imar uygulamasının geniş bir alanı kapsadığını, idari yargıda açılan davanın süre aşımı yönünden reddedilerek kesinleştiğini, belediye başkanlığının olayda kusurunun bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece önceden verilen, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, “ tecavüzlü durumun imar uygulaması sonucu oluştuğu gözetilerek iki katlı yapının kaim değerinin keşfen saptanması, davacılara depo ettirilmesi, ondan sonra elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulü ile 67.032,00 TL"nın karar kesinleştiğinde davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmakla yanlar yararına usûli kazanılmış haklar doğar ve orada belirtilen şekilde işlem yapılması ve karar verilmesi zorunludur.
Bozma ilamında belirtildiği üzere imar uygulaması ile taşkın hale gelen yapı bedelinin dava tarihindeki değeri belirlenerek, mahkeme veznesine depo ettirilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda belirlenen keşif tarihindeki yapı bedeli depo ettirilerek hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, yerinde konunun uzmanı bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak tecavüzlü yapının dava tarihindeki bedelinin (kaim bedel) belirlenerek bedelin mahkeme veznesine depo ettirilmesi ve ondan sonra el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, yapı bedelinin davalılardan sadece taşınmaz malikine verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru değildir.
Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.