1. Hukuk Dairesi 2015/10493 E. , 2016/1402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda; yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı vekili tarafından, yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.02.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, mülkiyet hakkı sahibi tarafından açılan tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, içinde akaryakıt tesisi ve ekleri bulunan 477 ada 4 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, tapu kaydında davalı şirket lehine intifa hakkı tesisi edildiğini, bayilik sözleşmelerine bağlantılı olarak kurulan intifa hakkının bayilik sözleşmesinin feshi üzerine ve Rekabet Kurulunun Tebliği uyarınca 18.9.2010 tarihinde sonlandırılması gerekirken intifa hakkının davalı tarafından 16.3.2011 tarihinde terkin edildiğini, böylece zarara uğramasına neden olunduğunu ileri sürüp 18.09.2010-16.03.2011 tarihleri arasında mahrum kalınan işletme kar kaybına yönelik tazminat istemiştir.
Davalı şirket, taşınmazın davacıya ait olmakla beraber 31.03.2004 tarihli intifa resmi senedi ile taşınmaz üzerinde 11 yıllık intifa hakkı sahibi olduğunu, 16.03.2011 tarihinde intifa hakkının şirketçe terkin edildikten sonra taşınmazın davacı tarafından dava dışı şirkete kullandırıldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu, net satış kârı üzerinden tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu...i 477 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde benzin istasyonu bulunan arsa vasıflı taşınmazın tamamının davacı adına kayıtlı olduğu, davacı tarafından bizzat hareketle 31.03.2004 tarihinde davalı şirket lehine 11 yıl süre ile intifa hakkı tesis edilerek tapuya şerh verildiği, davalı şirket ile dava dışı ...arasında 08.04.2004 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalanarak taşınmazın dava dışı şirket tarafından bir süre kullanıldığı, daha sonra bayilik sözleşmesinin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/358 E. 2008/53 K. sayılı kararı ile feshedilerek dava dışı şirketin taşınmaza elatmasının önlenmesine karar verildiği, Rekabet Kurulunun 05.03.2009 ve 09.02.2011 tarihli kararları ile ... şirketi ile Mutlukent Şirketi arasındaki dikey ilişkilerin 18.09.2010 tarihine kadar 2002/2 sayılı Tebliğ ile tanınan grup muafiyetinden yararlanabileceğine, bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına, bu tarihten itibaren intifa hakkı çerçevesinde bayilerin yeniden sözleşme yapmaya zorlanması halinde 4054 sayılı Kanunun 4. maddesi çerçevesinde işlem başlatılacağının karar altına alınarak davalıya bildirildiği, yine davacı tarafından davalıya hitaben gönderilen 20.08.2010 ve 08.11.2010 tarihli ihtarnameler ile davalıdan 18.09.2010 tarihi itibariyle intifa hakkını tapudan terkin etmesini istediği, davalının ise intifa hakkını tapudan 16.03.2011 tarihinde terkin ettirdiği, davacının bu süreçteki mahrum kalınan işletme kâr kaybına yönelik tazminat isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, taraflar arasında intifa hakkı sözleşmesi yapılmakla o taşınmazın kullanımından doğan tüm haklar intifa hakkı sahibine devredilmiştir. Bir başka ifadeyle, kayıt malikinin mülkiyet hakkı bu şerhle sınırlandırılmıştır.
O hâlde, dava konusu taşınmazı kullanma ve her türlü semeresinden faydalanma hakkının intifa hakkı sahibine geçtiği, Rekabet Kurulunun aldığı kararın sözleşmesel ilişkiyi sonlandırmayacağı ve taraflar arasında düzenlenen 11 yıllık intifa hakkı sözleşmesine göre intifa bedelinin davacıya peşinen ödendiği gözetildiğinde intifa hakkı sahibine karşı açılan davanın hukuki dayanağının bulunmadığı kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.