10. Hukuk Dairesi 2016/10815 E. , 2018/9308 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
06.07.2011 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan zararın davalı işverenden rücûan alınmasına ilişkin davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtilmiştir. Anlaşılacağı üzere rücu alacağından sorumluk belirlenirken gelirlerin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerleri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekmektedir.
Eldeki davada, sigortalının hak sahiplerinin gerçek zararının bağlanan gelirden daha az olması nedeniyle gerçek zararın esas alınması gerekirken hatalı olarak ilk peşin sermaye değerlerinin esas alınması suretiyle sorumlu olunan meblağın belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ :
1-Hükmün fıkrasında yer alan "Davanın kabulüne" ibaresinin silinerek yerine "Davanın kısmen kabulüne" ibaresinin,
Hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "4.657,70 TL" ibaresinin silinerek yerine "2.993,85 TL" ibaresinin yazılmasına,
2. bendinde yer alan "319,45 TL" ibaresinin silinerek yerine "205,75 TL" ibaresinin yazılmasına,
3. bendinin silinerek yerine "Davacı Kurumun sarfettiği davetiye, biri heyet olmak üzere iki adet bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.254,00 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 807,78 TL"sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 446,22 TL yargılama giderinin davacı Kurum üzerinde bırakılmasına, varsa sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa ödenmesine" ibaresinin yazılmasına,
Hükme "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."ye göre takdir ve tayin olunan 1.663,85 TL vekalet ücretinin davacı Kurumdan alınarak davalıya verilmesine" cümlesinin eklenmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 13/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi