10. Hukuk Dairesi 2016/11026 E. , 2018/9306 K.
"İçtihat Metni"....
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 17.07.2012 tarihli iş kazası sonucu vefat eden kazalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan tedavi masraflarından oluşan kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir.
1) Davalı işverenin işçisi olarak inşaatta kalıp işi yapmakta olan kazalının, inşaatın birinci katında merdiven dış boşluğunun kolon şakülünü atarken yaklaşık 7 metre yükseklikten düşerek vefat ettiği iş kazasında Kurum müfettişi tarafından düzenlenen raporda işveren hakkında 5510 sayılı Yasanın 21/1. maddesinin uygulanması gerektiği, kesinleşen ceza dosyasında taksirle ölüme neden olma suçundan haklarında kamu davası açılan dava dışı şantiye şefi .... asli kusurlu görülerek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, dava dış.... ile davalı ... hakkında yüklenen suç bakımından kast veya taksir bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmiş, işbu dosyada Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise işverenin %20, dava dışı denetim firması %20, .....%20, kazalının %40 kusurlu olduğu ifade edilmekte olup Mahkemece, ceza dosyasında alınan raporda davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığının belirtilmesi nedeniyle davalının kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de tesis edilen hüküm eksik araştırma ve hatalı değerlendirmeye dayalıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi ..... hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 01.02.2012 gün 2011/19-639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 06.04.2010 gün ve 2010/2-76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyecektir.
Diğer taraftan, Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre, hukuk hakimi ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olup kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir.
Bu tür iş kazalarında kusurun belirlenmesinde, kabul edilen maddi olgular doğrultusunda; tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21., 4857 sayılı Kanunun 77., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi ile oluşa uygun kusur raporu alınması gerekir. Mahkemece, tarafların kusur durum ve oranlarının belirlenmesi için yeniden alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyet raporu alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Somut olayda, davalı işverenin her ne kadar ceza dosyasında beraatine karar verilmiş ise de Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre, hukuk hakiminin yalnızca ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olduğu, kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmaması hususu karşısında, Mahkemece işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, oluşması halinde çelişki de giderilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....