Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18169
Karar No: 2014/12616
Karar Tarihi: 14.10.2014

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/18169 Esas 2014/12616 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2013/18169 E.  ,  2014/12616 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/11/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/07/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 30/09/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    1- Davacının temyiz itirazları yönünden;
    Karar, taraflarca temyiz edilmiştir. Bunlardan davacı HUMK’nun 432/1. maddesinde yazılı onbeş günlük ve 427/4 ve 433/2. maddelerinde belirlenen on günlük süreleri geçirdikten sonra kararı temyiz ettiğine göre temyiz istemi reddedilmelidir.
    2- Davalının temyiz itirazları yönünden;
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalının, 09/10/2012 tarihinde ... meclis grup toplantısında yaptığı konuşma içeriğinde yer alan ifadelerle, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davaya konu ifadelerin eleştiri sınırlarını aşan ifadeler olmadığını, kişilik haklarının ihlali boyutuna ulaşılmadığını belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme, davalının, 09/10/2012 günü TBMM’de ... Partisi’nin meclis grup toplantısında, hükümetin icraatlarına yönelik eleştirilerde bulunduğu konuşma esnasında; “Türkiye’nin yanında kim var? Hamas var, Barzani var, Katar var, Suudi Arabistan var. Denklemin diğer tarafına dönüyorum. Suriye’nin yanında İran, Rusya, Çin, Brezilya var. Dünya nüfusunun yarısı var. Bu stratejik derinlik midir, yoksa stratejik körlük müdür? Böyle bir anlamsız dengenin içine Türkiye’yi sokan bir süreci bizim başımıza bela eden, çapsızlığı dünyada bilinen bir dışişleri bakanıyla yola çıkılırsa Türkiye’nin geldiği nokta budur. Bunun için engin bilgiye gerek yok. Bunu yapmak için ileri derecede geri zekâlı olmak lazım” şeklindeki sözleri sarf etmiş olduğu, “çapsızlığı dünyada bilinen”, “ileri derecede geri zekâlı olmak lazım” sözlerinin eleştiri sınırını aştığı, bu durumda davacının kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemekte haklı olduğu gerekçesi ile istemi kısmen kabul etmiştir.
    Davacı, davaya konu konuşmanın yapıldığı tarihlerde Dışişleri bakanı, davalı ise ana muhalefet partisi genel başkanı olup her iki taraf da siyasi hüviyete sahip kişilerdir. Davaya konu konuşmada, hükümet ve davacı bakan tarafından yürütülen dış politika ve dış politikadaki başarısız sonuçlar eleştirilmektedir. Dış politika konuları ulusal konular olup muhalefet tarafının siyasal denetimine tabidir. Bu nedenle davacının bu denli siyasal eleştirilere katlanma yükümlülüğü bulunmaktadır. Tarafların siyasi kimlikleri de göz önünde bulundurulduğunda, konuşma bütünü itibari ile sert siyasi eleştiri mahiyetindedir. Bununla beraber Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin kararlarında da belirtildiği üzere siyasi hüviyete sahip şahısların kendilerine yönelik sert, ağır ve hatta incitici eleştirilere de katlanmaları gerekir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünün sadece “zararsız ve ilgilenmeye değmez olarak görülen bilgi ve fikirler değil aynı zamanda rahatsız eden, şaşırtan ve gücendiren ifadelerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği” belirtilmiş ve bu ifadeler var olmadan "demokratik bir toplum"dan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır.
    Mahkemece bu yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının temyiz isteminin (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 14/10/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 25. ve Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddelerine dayalı kişilik hakkının zedelenmesi nedeniyle uğranılan manevi zararın ödettirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dairemiz çoğunluğu tarafından, siyasi kişiliğe sahip olan davalıya karşı söylenen sözlerin ağır eleştiri niteliğinde olduğu kabul edilmesi gerektiği belirtilip, davanın tümden reddi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Davacı dava konusu konuşmanın yapıldığı tarihte Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Dışişleri Bakanı ve AK Parti Milletvekili, davalı ise ... Partisi Genel Başkanıdır.Yani her iki yan da siyasi şahsiyettir.
    Bahsi geçen konuşma, davalı ... Genel Başkanı ... tarafından 09.10.2012 tarihinde Partinin Grup toplantısında yapılmıştır. Uyuşmazlık, davalının bu toplantıdaki beyanlarından dava konusu edilen bir bölümünün davacının kişilik hakkına saldırı oluşturup oluşturmadığı, eleştiri sınırlarının aşılıp aşılmadığı hukuka uygunluk sınırları içerisinde kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    AİHM’nin, bir politikacı aleyhinde kabul edilebilir eleştirinin, bu nitelikte amaçlanan sınırlarının sade bir vatandaş aleyhinde yapılan eleştirilere göre daha geniş olduğu, siyasetçilerin daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği şeklinde tezahür eden içtihatlarında bir tartışma, uyuşmazlık ve duraksama bulunmamaktadır. Ancak bunu sınırsız olarak kabul etmek mümkün değildir.
    Somut olayımıza gelince; davalı grup toplantısında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin dış politikası ve Dışişleri Bakanı olan davacı hakkındaki görüşlerini dile getirirken hoşgörü sınırlarını aşan ve siyasi eleştiri kapsamında kabul edilemeyecek şekilde davalı hakkında “çapsızlığı dünyaca bilinen”, “ileri derecede geri zekalı” şeklinde tanımlamalar ve ifadeler kullanmıştır.Hakaret oluşturan bu beyanları sert eleştiri sınırları içerisinde kabul ettiğimizde, bundan böyle Türk Medeni Kanunu’nun ve Türk Borçlar Kanunu’nun kişilik haklarına saldırı ile ilgili hükümlerinin siyasi kişiler yönünden uygulanması mümkün olmayacaktır. Kanımca her kime söylenirse söylensin bu sözler kişilik hakkına saldırı teşkil eder.
    Diğer yandan; siyasi kişiliklerin bu denli hakaret, öfke, kin ve nefret içeren söylemlerinin halka yansıması sonucu, Ülkemiz insanları arasında çok olumsuz hadiselere yol açtığı da bilinen ve müşahede edilen bir gerçektir.
    Hal böyle olunca, Dairemiz kararının 1 numaralı bendi ayrık olmak üzere, yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiğini düşündüğümden, çoğunluğun sözlerin eleştiri sınırları kapsamında kaldığı ve dolayısıyla davanın tümden reddi gerektiği biçiminde tezahür eden kararına katılmıyorum.30/09/2014



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi