11. Hukuk Dairesi 2015/15682 E. , 2016/517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/06/2015 tarih ve 2014/542-2015/534 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkil şirketin münfesih acentesi olduğunu ve acentelik sözleşmesinin müvekkili tarafından feshedildiğini, müvekkili kayıtlarında yapılan incelemede davalının 95.396,80 TL prim tahsilatını müvekkiline intikal ettirmediğinin tespit edildiğini ileri sürerek, 95.396,80 TL prim alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"i ve husumet itirazında bulunmuş, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça tutulması gereken yasal ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresinde yaptırılmış olmakla birlikte, bu ticari defterlerde yer alan kayıtların Tek Düzen Hesap Planı Genel Tebliği"ne göre tutulmadığı yine, sunulan muavin kayıtları ile yasal ticari defter kayıtlarının birebir teyit edilemediği, 2012 yılı yevmiye defter kaydında ise, davalı adına herhangi bir hesap koduna ve ismine yer verilmediği, davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtlar itibarıyla, davacının alacağının varlığının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan prim alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafça bilirkişi raporlarına ciddi itirazlarda bulunulmuş olması karşısında, bu itirazları karşılayan, içlerinde sigorta şirketlerine ilişkin muhasebe konusunda uzman bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, davacının itirazlarını karşılayan bilirkişi raporu aldırılıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.