23. Hukuk Dairesi 2014/1206 E. , 2014/4485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Burdur Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2012/393-2013/757
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin yem ve diğer alacakları için davalı aleyhine girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemiz’ce eksik inceleme bulunduğu ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine uyulan bozma ilamı gereğince yapılan yargılamada, alınan bilirkişi kurulu raporu ve dosya kapsamına göre; davalının davacı kooperatife 1.981,06 TL asıl alacak ile 106,00 TL faiz olmak üzere toplam 2.087,06 TL borcu bulunduğu anlaşıldığından, davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile davalının Burdur (Kemer) 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/23 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın bu miktar üzerinden iptali ile takibin 1.981,06 TL asıl alacak, 106,00 TL faiz olmak üzere toplam 2.087,06 TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, kooperatif alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği görülmektedir. Dairemizin bozma ilamında, davalının, varsa ödemesi gereken miktar, geciken veya gecikmeyen ödemeler, dayanakları da gösterilmek suretiyle her ay için tek tek hesaplanması, yapılan ödemelerin ödeme tarihleri gözönüne alınarak, temerrüdün ne zaman oluştuğu, dolayısıyla faiz başlangıcının hangi tarih olarak kabul edildiğinin gösterilmesi, davaya konu alacak kalemi için geç ödemeler nedeniyle uygulanacak faiz oranlarına ilişkin genel kurul kararları dikkate alınarak ödenmesi gereken temerrüt faizi miktarının belirlenmesi, davalı ile benzer nitelikteki diğer kooperatif üyelerine ilişkin aksine uygulama veya karar yoksa BK"nın 84. maddesine göre ödemeler önce temerrüt faizinden mahsup edilerek, davalının borç miktarının bulunması ve taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği belirtilmesine rağmen, alınan bilirkişi kurulu raporunda bu hususların denetime elverecek şekilde incelenmediği gibi önceki raporla da çelişkilerin bulunduğu, çelişkilerin neden kaynaklandığı hususunun da değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri celp edilmek suretiyle incelenerek, tarafların iddia, savunma, itirazlarını da karşılayacak ve davalı ile benzer nitelikte diğer kooperatif üyelerine ilişkin uygulamanın ne olduğu araştırılarak BK’nın 84. maddesinin uygulaması, önceki raporlardaki tespitler de tartışılmak suretiyle, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli ek bir bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, davacı tarafça, icra takibinde 6.886,00 TL asıl alacak ve 537,11 TL işlemiş faiz talep edilmiş, davalı tarafça, borç ve fer"ilerine itiraz edilmesi üzerine davacının dava dilekçesinde ise; takip konusu asıl alacağın tamamı üzerinden harç yatırılarak dava açılmış, işlemiş faiz yönünden ise talepte bulunulmamıştır. Mahkemece, dava dilekçesinde birikmiş faiz için talepte bulunulmadığı gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, ayrıca dava konusu edilmeyen faize de hükmedilmesi doğru olmamıştır. Keza, İİK"nın 67. maddesi uyarınca, alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takibe yaptığı itirazın haksız ve alacağın da likid nitelikte olması gerekir. Davacı kooperatifin alacağı, davalının davacıya verdiği süte karşılık aldığı yem nedeniyle alacağın mahsup edilerek yapılan yargılama sonucu ve alınan bilirkişi raporuna göre belirlendiğinden takibe konu alacağın likid olduğundan sözedilemez ise de, davalı vekilinin temyiz nedeni gözönüne alınarak % 20 inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması gerekirken, % 40 icra inkâr tazminatına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Değinilen hususlara dikkat edilmeksizin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.