11. Hukuk Dairesi 2015/10157 E. , 2016/506 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.10.2014 tarih ve 2014/454-2014/743 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 1998 yılında kullandığı 75.000,00 TL"lik kredi nedeni ile ipotek veren birliğin krediyi ödeyememesi üzerine davalı bakanlığın diğer davalı ... aracılığıyla ipoteğin paraya çevrilmesi için takip yaptığını, ipotek dışında kalan faiz için de ilamsız takip başlatıldığını, 2000 yılından itibaren birçok kez yapılandıran ve kısmen ödemelerde bulunan davacının 18/04/2013 tarihinde yayınlanan 6456 sayılı Kanun"un 53.maddesi ile çıkan faiz affından yararlanmak için ... Tarım İl Müdürlüğüne yaptığı müracaatın bakanlığa iletilmesi ve bakanlığın cevabi yazısı üzerine davacı birlik ile borcun yapılandırılması sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında 32.000,00 TL"lik ödeme de yapıldığını, ancak davalı bakanlığın taraflar arasında imzalanan borç erteleme ve taksitlendirme sözleşmesini tek taraflı olarak ortadan kaldırdığını ileri sürerek; taraflar arasındaki borç erteleme ve taksitlendirme sözleşmesinin geçerli ve halen devam etmekte olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı bakanlık vekili, yapılandırmanın borcun tek taraflı bir idari işlemle kanuna uygun olarak taksitlendirilmesinden ibaret olduğunu, taksitlendirme sözleşmesinin iptalinin de tek taraflı bir idari işlem olması nedeniyle idari yargı yolunda idari işlemin iptali davası açılması gerektiğini savunrak, davanın reddini istemiştir.
Davalı banka vekili ise, davalı bankaya dava konusu yapılan sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle husumet düşmediğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6456 Sayılı Kanun ile getirilen faiz affı kapsamında davacı birlik tarafından davalı Bakanlığa taksitlendirme sözleşmesi sunulduğu, bu sözleşmenin geçerliliğinin Bakanlığın olur vermesi ile mümkün olduğu, yine iptal edilmesinin de idarenin tek yanlı yürütülebilir işlemine dayandığı, dolayısıyla bu tür davalara bakmaya İdari Yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle; davanın HMK"nın 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereği usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki borç erteleme ve taksitlendirme sözleşmesinin geçerli ve halen devam etmekte olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekilince, 02.11.2015 tarihli dilekçeyle, davadan vazgeçildiği, buna göre işlem yapılmasının istendiği bildirilmiştir. Ancak ilgili dilekçe, UYAP sisteminde yer almakla birlikte fiziki olarak dosyada bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Bu suretle, davacı vekilinin davadan vazgeçmeye ilişkin dilekçesinin usulüne uygun olup olmadığı da değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.