14. Hukuk Dairesi 2015/5609 E. , 2016/10032 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, imar izni bulunmayan, paydaşların muvafakat vermediği ve ekonomik değeri bulunmayan yapıların yüksek değer tespitiyle muhdesat kabul edilmesinin ve bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasının doğru olmadığını, taşınmazın kıymet takdirinin satış aşamasında yapılması gerektiğini gerekçe göstererek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın arzın değerinin düşük tespit edildiğini, üzerindeki yapıların değerinin ise yüksek gösterildiğini belirterek, bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeter nitelikte olmadığından, ayrıca Hazine harçtan muaf olmasına rağmen harçtan sorumlu tutulmasının doğru olmadığından kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ...Ş vekili, kararın onanmasını talep etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Dava konusu olaya gelince; 14/10/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazın .... İli,...İlçesinde, denize sıfır konumda ve turizm konaklama alanında kaldığı, mevcut durumu itibarıyla futbol sahası olarak kullanıldığı ve bölgede çok sayıda tatil köyünün bulunduğu, arz değerinin 15.934.650.-TL, üzerindeki çim futbol sahası, voleybol sahası, tuvalet, soyunma odaları, baraka ve zirai muhdesatlar toplam değerinin 2.002.767.-TL, muhdesatın arza oranının %11 olarak belirlendiği, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili ve davalı Hazine vekili, bilirkişi raporunu temyiz dilekçelerinde belirttikleri gerekçelerle kabul etmemişlerdir. Uyuşmazlık, arz üzerindeki muhdesatların arza değer katıp katmadığı ve değer katıyor ise değerinin yüksek belirlenip belirlenmediği hususunda olmasına rağmen, mahkemece arz üzerindeki yapıların kaçak ve ruhsatsız yapılıp yapılmadığı araştırılmaksızın, arzın niteliği esas alındığında, üzerindeki yapıların bütünleyici parça niteliği taşıyıp taşımadıklarının ve arzda ne şekilde bir değer artışı meydana getirdiğinin tartışılmaksızın, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 05.12.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.