Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/1937 Esas 2017/4850 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1937
Karar No: 2017/4850
Karar Tarihi: 06.04.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/1937 Esas 2017/4850 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/1937 E.  ,  2017/4850 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalıya kira borcunun bulunmadığını, buna rağmen davalı tarafça kira sözleşmesi uyarınca alınan bonoya dayalı icra takibi başlatıldığını belirterek müvekkilinin icra takibine borçlu olamadığının tespitin e karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili dilekçesinde, davacının 3. yıl kira bedelini ödemediğini, bu nedenle senede dayalı icra takibi başlatıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu"na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK"dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kiracı tarafından kiraya veren aleyhine açılan, icra takibine yönelik menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı kiracının kira ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit talebininin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi görevi 6100 Sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esasının incelenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.