12. Ceza Dairesi 2016/3067 E. , 2018/6926 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Katılan ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Mahkemece, “sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan kamu davası açılmış ve iddianame anlatımı ile taşınmazın doğal sit alanında kaldığının açıklanmış olması karşısında, TCK"nın 44. maddesi uyarınca 2863 sayılı Yasanın 65. maddesi kapsamında değerlendirilen sanığın eylemi” nedeniyle 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında beraat hükmü tesis edildiği, davaya katılmasına karar verilen Bodrum Belediye Başkanlığının, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan belediye vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
2- Katılan ... vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Cumhuriyet savcılarının, nezdinde görev yaptıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK"nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesine göre tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut olup, duruşmada hazır bulunan mahalli Cumhuriyet savcısının, 27/06/2014 tarihinde tefhim edilen hükme karşı bir hafta içinde, 01/07/2014 tarihinde temyiz kanun yoluna başvurmuş olması karşısında, temyiz isteminin süresinde olduğu değerlendirilerek, tebliğnamedeki ret görüşüne iştirak edilmemiştir.
2863 sayılı Kanunun 65. maddesinin, 20/08/2016 tarihinde kabul edilip, 07/09/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değiştirildiği ve anılan değişikliğin, “izinsiz inşai ve fiziki müdahale” fiili yönünden, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65. maddesine göre aleyhe bir düzenleme getirdiği dikkate alınarak yapılan incelemede;
Olay yeri keşfinden sonra düzenlenen 23/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda, suça konu taşınmazın, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 15/08/2001 tarih ve 562 sayılı kararı ile tescil edilip, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 22-23/10/2010 tarih, 6601 sayılı ve 29/04/2011 tarih, 7083 sayılı kararları ile yeniden değerlendirilen 3. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığı belirtilmesine karşılık, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce gönderilen 08/09/2014 tarihli cevabi yazı ile, aynı taşınmazın, 2863 sayılı Kanun kapsamında tespit ve tescil edilen doğal sit alanı sınırları içerisinde yer almadığının bildirildiği anlaşılmakla; bölgenin doğal sit alanı olarak tesciline ilişkin kurul kararları ve ekindeki sit haritaları getirtilerek olay yerinde yeniden keşif yapılması, sanık tarafından izinsiz müdahalede bulunulan taşınmazın doğal sit alanı sınırları içerisinde kalıp kalmadığının, ayrıca, dava konusu “demir konstrüksiyondan teras” imalatının ruhsata tabi esaslı müdahale mi yoksa 3194 sayılı İmar Kanununun 21/3. maddesi kapsamında ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamirat mı olduğunun tereddütsüz şekilde belirlenmesi, taşınmazın doğal sit alanı sınırları kapsamında bulunduğunun tespiti halinde, sit tesciline dair kurul kararlarının, kararların alındığı tarihler itibariyle yürürlükte olan mevzuata göre mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğinin araştırılması, dosya içerisinde mevcut tapu kaydının suça konu 1151 parsel yerine dava dışı 1511 parsele ait olduğunun anlaşılması karşısında, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydının getirtilmesi, 18/02/2013 suç tarihi itibariyle suça konu taşınmazın bağlı olduğu idari birimin bünyesinde koruma uygulama ve denetim bürosunun faaliyet gösterip göstermediği ile yetki ve sorumluluk alanının suça konu taşınmazı kapsayıp kapsamadığının ve ayrıca yine belirtilen tarih itibariyle suça konu taşınmazın bulunduğu bölgede yürürlükte olan koruma amaçlı imar planı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, böylece suçun unsurları bütünüyle ortaya konulduktan sonra ulaşılacak kanaate göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan ... vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.