MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Suçlamaya konu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/109317 sayılı soruşturmaya ilişkin tüm evrakların aslı veya onaylı örneklerinin denetime imkan verecek şekilde dosya arasında bulundurulması ve incelenerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, failin suç isnadında bulunduğu kişinin gerçek kişi olması gerektiği; gerçekte bu isimde bir kişinin bulunmaması halinde suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma" suçunu oluşturacağı, somut olayda; ..."un gerçek kişi olup olmadığının dosya kapsamından anlaşılmadığından bu husus araştırılarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırılmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Gerekçeli karar başlığında ve hüküm kısmında suç adının ""başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması"" yerine ""iftira"" olarak yazılması
4- Suça sürüklenen çocuk hakkında temel ceza tayin edilirken "TCK.nın 268/1. maddesi delaletiyle” ibaresinin yazılmaması,
Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.