Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/452
Karar No: 2017/540

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/452 Esas 2017/540 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/452 E.  ,  2017/540 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 30.09.2009
    Sayısı : 1125-1168


    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30.09.2009 gün ve 1125-1168 sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 20.01.2014 gün ve 13791-668 sayı ile;
    "...Sanık ...’in sahibi olduğu sanık ...’ın şirket müdürü, diğer sanıkların güvenlik elemanı ve kasa görevlisi olarak çalıştıkları otoparka park edilen katılana ait aracın aynı gün çalındığı, başka bir müşterinin aracının da çalınmaya teşebbüs edildiği olayda; şikâyetçilerin araçlarını teslim ettikleri Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali otoparkında işletici konumunda bulunan sanıklar ve güvenlik görevlilerinin görev durumlarının net bir şekilde belirlenerek otoparkı işleten kişinin müdür konumunda bulunan kişilerle olan ilişkisi, yetki devrinin bulunup bulunmadığı, gündüz ve gece kimlerin yetkili olduğunun tespiti ile araçların çalınması ve zarar görmesi sırasında kimlerin yetkili olduğu belirlenerek, otoparka teslim edilen aracın iade edilmemesinin suça sübut vereceği gözetilip sanıkların hukuki durumlarının tespiti gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına uymayan bir şekilde eylemin sanıklar ve şikâyetçiler arasında tazminatı gerektiren hukuki ihtilaf olduğundan bahisle beraatlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 07.05.2014 gün ve 142916 sayı ile;
    "...Sanıkların Bursa Otogarında bulunan otoparkın işletmeciliğini yapan şirketin mesul müdürü ve çalışanları oldukları, mağdur ve katılanın bu otoparkın aboneleri oldukları, olay günü otoparka bırakılan katılana ait aracın dava dışı üçüncü şahıslarca çalındığı, mağdura ait aracın ise kapıları açık, kabloları sökülmüş vaziyette bulunduğu, diğer aracı çalanların ikinci aracı çalmayı başaramadıkları, sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede ise "şüphelilerin kendi sorumluluğunda olan müştekilere ait araçların korunması ve muhafazası için üzerlerine düşen özen ve itinayı göstermeyerek müştekilerin güvenlerini suistimal ettikleri ve böylece üzerlerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu ayrı ayrı iştirak hâlinde ika ettikleri"nin iddia edildiği, katılan ve mağdurların anlatımlarında da sanıkların kendileri veya bir başkasının yararına olarak araçlar üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduklarına veya devir olgusunu inkâr ettiklerine dair bir iddianın bulunmadığı, keza dosya kapsamına göre de sanıklar ile katılana ait aracı çalan kişi veya kişiler arasında bağlantı olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, bu yönde de bir iddianın ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır. TCK"nun 21 ve 22. maddelerindeki düzenlemelere bakıldığında suçun oluşmasının esasen kastın varlığına bağlı olduğu, taksirle işlenen fiillerin kanunda açıkça belirtildiği hâllerde cezalandırılabileceği, sanıkların katılana ait araç üzerinde zilyetliğin devri amacı olan muhafaza amacı dışında başka bir amaçla doğrudan tasarrufta bulunduklarına dair bir iddia ve delilin bulunmadığı somut olayda; katılan ve otopark işletmecisi arasındaki abonelik ilişkisinden doğan yükümlülüğe aykırı olarak, kendilerine teslim edilen aracın muhafazasına gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek bu aracın çalınmasına neden olduğu iddia edilen sanık veya sanıkların cezalandırılabileceğine dair kabulün, Türk Ceza Kanununda yer almadığı hâlde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun taksirle de işlenebileceği ve sanıkların sorumlu tutulmasını gerektireceğinin kabulü anlamına geldiği ve bu durumun da TCK"nun 21/1 ve 22. maddelerine açıkça aykırı olacağı, sanıklara atılı eylemin manevi unsurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
    Diğer yandan Yüksek Dairenin istikrar kazanmış kararlarında da açıklandığı üzere atılı suçun oluşabilmesi için, failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Muhafaza edilmek üzere sanıkların işletmecisi veya çalışanı olduğu otoparka teslim edilen katılana ait aracın sanıklarla irtibatı saptanamayan üçüncü şahıslar tarafından çalınması şeklinde gelişen olayda yukarıda yazılı olguların hiçbirinin bulunmadığı ve böylece TCK"nun 155/1. maddesinde tarif edilen suç tipine uymadığı, bu nedenle de atılı suçun maddi unsurunun da oluşmadığına kanaat getirilmiştir.
    Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle sanıkların Borçlar Kanunu hükümlerine göre ancak hukuken sorumlu tutulabilecekleri" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 09.06.2014 gün ve 11384-11464 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar hakkında mağdur Cuma Güler"e yönelik hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, katılan ..."a yönelik hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminalinde bulunan otoparkın işletmesini yapan şirketin mesul müdürü ve çalışanları olan sanıkların, otoparka park edilen araçların korunması ve muhafazası için üzerlerine düşen özeni göstermeyerek, katılan ..."a ait aracın çalınmasına, mağdur Cuma Güler"e ait aracın ise çalınmasına teşebbüs edilmesine sebep oldukları iddiasıyla, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmaları talebiyle haklarında kamu davası açıldığı,
    Katılan ..."ın, aracının otopark içerisinden çalınması nedeniyle oluşan zararının giderilmesi amacıyla Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminalinde bulunan otoparkın işletmeciliğini yapan şirket aleyhine tazminat davası açtığı, bu davanın görüldüğü Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince 15.12.2011 tarih ve 247-607 sayılı karar ile, davanın kabulüne ve otoparktan çalınan araç bedelinin katılana ödenmesine karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminalinde çalıştığını, olay tarihinde saat 08.00 sıralarında aracını terminal içerisinde bulunan ve abonesi olduğu otoparka park ettiğini, saat 15.30 sıralarında otoparka geldiğinde aracının yerinde olmadığını gördüğünü, anahtarı kendisinde bulunan aracını kimin çaldığını bilmediğini,
    Tanık ....Beşli; Boy-Koop isimli firmanın genel müdürü olduğunu, sanık ..."ın da terminalde bulunan bu firmaya bağlı otoparkı işlettiğini, Boy-Koop firmasının söz konusu otoparkın güvenlik hizmetini özel güvenlik birimleri vasıtasıyla sağladığını, ancak otoparkın yanında yapılmakta olan alışveriş merkezi nedeniyle otoparkta bulunan bazı kameraların söküldüğünü, araç çalınma olaylarının da güvenlik zaafiyetinin yaşandığı bu dönemde gerçekleştiğini,
    Tanık ....; Boy-Koop isimli firmanın işletmecisi olduğunu, sanıkların da bu firmaya ait otoparkı işlettiklerini, otoparkın güvenliğinin firmaları tarafından sağlandığını, olay tarihinde alışveriş merkezi inşaatı sebebiyle belediyenin altyapı çalışması yaptığını, bu sırada otoparkın bulunduğu yerdeki çitlerin ve güvenlik kameralarının bağlı olduğu direklerin söküldüğünü, çalışmalar nedeniyle çevre güvenliğinin zaafiyete uğradığını,
    Tanık....; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminalinde iş yerinin bulunduğunu, terminal içerisindeki otoparkın sanıklar tarafından işletildiğini, kendisinin de bu otoparka aracını park ettiğini, abone olan araç sahiplerine kart verildiğini ve kart okuyucu sistemiyle araçların otoparktan girip çıktığını, olay tarihinde otoparkın bulunduğu yerdeki alışveriş merkezi inşaatı nedeniyle otopark çevresinin yıkılmış hâlde olduğunu,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ...; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali otoparkında kasa görevlisi olarak çalıştığını, otoparktan çıkan araçlardan park ücreti aldığını, bu görevinin dışında bir sorumluluğunun bulunmadığını, suç tarihinde yan taraftaki inşaat nedeniyle otoparkın yarısının inşaat alanı içerisinde kaldığını, olayla bir ilgisinin olmadığını,
    Sanık ...; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali otoparkında işletme müdürü olarak görev yaptığını, otoparkta çalışan personel işlemlerini takip ettiğini, araçların bulunduğu yeri gösteren herhangi bir kamera olmadığını, güvenlikten sorumlu sanık ..."ın otopark içerisinde sürekli dolaştığını, otoparkın güvenlik hizmetlerinin ücret karşılığı Boy-Koop isimli firma tarafından sağlandığını,
    Sanık ...; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali otoparkına giren araçlara makbuz vermekle görevli olduğunu, katılana ait aracın saat 08.10 sıralarında otoparka giriş yaptığını ancak çıkış kaydının bulunmadığını, aylık aboneliği olan katılanın otoparktan doğrudan da çıkış yapabildiğini, olaylarla ilgisinin olmadığını,
    Sanık ...; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali otoparkında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, büyük bir alan kaplayan otoparkın sürekli kontrol edildiğini, olay günü de her yeri kontrol ettiğini ancak olumsuz bir duruma rastlamadığını,
    Sanık ...; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali otoparkının sorumlu müdürü olduğunu, otopark içinde sürekli dolaşan ve çevreyi kontrol eden iki personelin bulunduğunu, yan taraftaki arsa üzerinde yapılmakta olan inşaat nedeniyle otoparkın büyük bir kısmında altyapı çalışmaları devam ettiğinden otoparkın yanında bulunan başka bir alanı izin ile kullanmaya başladıklarını, katılanın da aracını buraya park ettiğini, park edilen yerin kendilerine sonradan verilmesi nedeniyle güvenlik kameralarının aracın bulunduğu bölgeyi göstermediğini,
    Sanık ...; Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminalinde bulunan otoparkın işletmesini yapan şirketin ortağı olduğunu, olayla ilgisinin bulunmadığını,
    Savunmuşlardır.
    Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için "güveni kötüye kullanma" suçunun unsurlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
    “Güveni kötüye kullanma” suçu 5237 sayılı TCK’nun 155. maddesinde;
    “(1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkâr eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
    (2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur” şeklinde düzenlemiş,
    Maddenin gerekçesinde de; “Bu suçla mülkiyetin korunması amaçlanmaktadır. Ancak, söz konusu suçun oluşabilmesi için eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan kişi ile lehine zilyetlik tesis edilen kişi (fail) arasında bir sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu ilişkinin gereği olarak taraflar arasında mevcut olan güvenin korunması gerekmektedir. Bu mülahazalarla, eşya üzerinde mevcut sözleşme ilişkisiyle bağdaşmayan kasıtlı tasarruflar, cezai yaptırım altına alınmıştır... Suçun konusunu oluşturan mal üzerinde belirli bir şekilde kullanmak üzere fail lehine zilyetlik tesisi gerekir. Bu nedenle, güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisinin varlığı gereklidir” açıklaması yapılmıştır.
    Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere kanun koyucu tarafından mülkiyetin korunması amacıyla getirilen güveni kötüye kullanma suçu, failin muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan taşınır veya taşınmaz bir mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması veya bu devir olgusunu inkâr etmesiyle oluşmaktadır.
    Güveni kötüye kullanma suçunun oluşması için genel kast yeterlidir. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Kastın varlığı için de failin mala zilyet olduğunu, bu malın başkasına ait olduğunu ve kendisine bu malı devreden kimsenin muhafaza etmek veya belirli şekilde kullanmak için devrettiğini bilmesi gerekir. Ayrıca, failin, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmayı veya devir olgusunu inkâr etmeyi de istemesi gerekmektedir.
    Bu suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde ise, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli sözkonusu olacaktır.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminalinde bulunan otoparkı işleten şirketin yetkilisi ve çalışanları olan sanıkların, otoparka park edilen araçların korunması ve muhafazası için gerekli özeni göstermeyerek kimlikleri tespit edilemeyen üçüncü kişiler tarafından katılanın otoparka bıraktığı aracın çalınmasına sebebiyet verdikleri olayda; sanıkların, katılan tarafından otoparka teslim edilen araç üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında bir tasarrufta bulunduklarına dair iddia ve delil bulunmadığı gibi bu devir olgusunu da inkâr etmemeleri nazara alındığında, sanıklara atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerini ilgilendiren hukuki ihtilaf niteliği taşıdığının kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, usul ve kanuna uygun olan yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 20.01.2014 gün ve 13791-668 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3- Usul ve kanuna uygun olan Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.09.2009 gün ve 1125-1168 sayılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükümlerinin ONANMASINA,
    4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.12.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi