3. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19086 Karar No: 2017/4817 Karar Tarihi: 06.04.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/19086 Esas 2017/4817 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2015/19086 E. , 2017/4817 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının dava dışı kooperatifteki üyelik hakları ve kendisine ati olduğunu bildirdiği dairenin satış bedelini peşinen alarak davacıya sattığını ....3. Noterliğinin 07.02.1994 tarihli hisse devir sözleşmesi ile açıkca kabul ettiğini, kendisinin tüm edimleri yerine getirdiğini, ancak dav adışı kooperatif tarafından dava konusu dairenin bir başkasına devredildiğini, davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığını ve ödemiş olduğu daire bedelini de geri alamadığını, davalı aleyhine yapılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın şimdilik 10.000 TL alacak yönünden iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, zamanaşımı ve kesin hüküm nedeniyle davanın usulden ve esas yönünden reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ve takibin 6.095 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1- Maddi hukuka dayanan savunma vasıtaları itirazlar ve def’iler olarak ikiye ayrılmakta olup, itirazlar; bir hakkın doğumuna engel olan veya o hakkı sona erdiren vakalar olup, hakim tarafından re’sen gözetilebilmektedir. Def’iler ise; davalının borçlu olduğu edimi özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren bir hak olup, taraflarca ileri sürülmesi gerekir. Zamanaşımı def"i, davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.01.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı)
HUMK’nun 202/3 .maddesinde, savunmanın genişletilmesi yasağının istisnaları arasında ıslah sayılmıştır. Yargıtay’ın Yerleşmiş Uygulamaları da bu yöndedir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmamış davalı tarafın, ıslah yolu ile zamanaşımı definde bulunabileceği kabul edilmektedir. Hal böyle iken, mahkemece; dosya içerisinde rastlanılamayan dava konusu daire hakkında dava dışı ..... ile davacı arasında görülen ....1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/218 E. sayılı müdahelenin meni dava dosyasının da dosya içerisine alınarak, davalı tarafın zamanaşımı def"i hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden, işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ;Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.