23. Hukuk Dairesi 2014/1107 E. , 2014/4459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2013/344-2013/522
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı hakkında kefalet sözleşmesinden kayanaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin, davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 10.000,00 TL"lik limit tutarında kefil olan müvekkilinin bu miktarı aşan borçtan sorumlu olmayacağını ve kötüniyetli de olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini savunarak, 10.000,00 TL"lik asıl alacak dışındaki kısım yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının takibe yönelik itirazının kısmen haklı olduğu gerekçesiyle, 10.000,00 TL"lik asıl alacak miktarı yönünden itirazın iptaline, icra inkâr tazminatı talebinin reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.04.2012 tarih ve 397 E., 2798 K. sayılı ilamıyla, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, davaya konu kefalet senedinde kefalet limiti belli olup, alacak baştan itibaren hesaplanabilir, bilinebilir nitelikte ve dolayısiyle likit alacak niteliğinde olduğundan davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve davacı yararına %40 inkâr tazminatına hükmedilmesine ve kalan kısımlar yönünden ilk verilen hüküm kesinleştiğinden bu yönden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 10.04.2013 tarih ve 2013/2073 E. ve 2013/2307 K. sayılı ilamıyla, itirazın iptaline dair verilen ilk karar Dairemizce bozulduğundan ortadan kalktığı, temyiz itirazlarının reddinin hükmün kesinleştiği anlamına gelmeyip sadece ilgili taraf lehine usuli müktesep hak sağlayacağı, bu talep hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulması üzerine bu kez mahkemece, uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporlarına göre, davalının kefalet limiti olan 10.000,00 TL ve işleyecek faizi yönünden davalının itirazının iptaline, davacı lehine takdir edilen %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının icra takibine itirazının 10.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptali gerektiği hususu, Dairemizin daha önceki bozma ilamları ile davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuş olup, mahkemece infazda tereddüt uyandıracak şekilde asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 10.000.00 TL olarak tespit edilerek takibin bu tutar üzerinden devamına karar verilmesi doğru olmamış ve 10.09.2009 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 05.07.2013 olarak gösterilmesi hatalı olmuş ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına, başlığın ilgili bölümünün düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın “HÜKÜM” bölümünün birinci bendinin ikinci satırındaki " ve işlemiş faiz miktarının " ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, gerekçeli karar başlığındaki dava tarihinin 10.09.2009 olarak düzeltilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzetme yolu kapalı olmak üzere, 10.06.014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.