22. Hukuk Dairesi 2017/2975 E. , 2017/1902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının fazla çalışma yapılmasına rağmen ücretlerinin ödenmediğini, hafta sonu ve yıllık izinlerinin kullandırılmadığını sözlü olarak belirtmesine rağmen davalının gerekli ücretleri ödemediğini, bunun üzerine davacının noter kanalıyla 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24/2 maddesi gerekince haklı olarak iş akdini fesh ettiğini, ancak işveren tarafından davacının ihtarına cevap vermek yerine davacının devamsızlığı nedeniyle iş akdini sonlandırdıklarına dair ihtarname gönderildiğini öne sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili, genel tatil ve emzirme izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davacının iş akdinin haklı neden olmadan davacı tarafından sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının hesabında davalı tarafça dosyaya sunulan puantaj kayıtlarının dikkate alınıp alınmayacağı uyuşmazlık konusudur.
Dosya içerisinde davalı tarafından sunulan puantaj kayıtları bulunmaktadır. Davacı, davalı tarafından puantaj kayıtları ile oynandığını, bu nedenle kayıtların geçerli olmadığını iddia etmiştir. Davalı ise puantaj kayıtlarının geçerli olduğunu ve dikkate alınması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece puantaj kayıtları geçerli kabul edilmeyerek davacı tanıklarının beyanı doğrultusunda hesaplanan fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları hüküm altına alınmıştır.
Hükmüne uyulan bozma ilamında, uzman bilirkişi marifetiyle puantaj kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak kart okutma terminalinden gelen bilgilerin kontrol edilip edilmediği bir başka deyişle kart basma sistemine davalı tarafından müdahale olup olmadığının netleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma ilamı sonrası aldırılan 17.02.2016 havale tarihli elektrik elektronik mühendisi bilirkişi ..."ın raporunda sisteme müdahale yapılıp yapılmadığının tespitinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Puantaj kayıtları incelendiğinde işe giriş çıkış saatlerinin çalışılan günlere göre değiştiği görülmektedir.
Davacının işyerinde puantaj kaydı tutulmadığı yönünde bir iddiası olmayıp, kayıtlarda oynama yapıldığını da yöntemince ispatlayamadığı dikkate alındığında puantaj kayıtları sunulan dönem için bu kayıtlara göre işe giriş çıkış saatleri her hafta için ayrı ayrı ve çalışma süresine göre ara dinlenmesi düşülerek hesaplanmalı, kayıtlara göre hesaplama yapıldığından takdiri indirim yapılmamalı, puantaj kaydı sunulmayan dönem için ise tanık beyanlarına göre ve takdiri indirim ile sonuca gidilmelidir.
Kabule göre, hükmüne uyulan bozma ilamında, davacının dava dilekçesinde 2010 yılına kadar hafta tatili kullanmadığını iddia etmesine rağmen davacının talebini aşacak şekilde 06.10.2010 tarihine kadar hafta tatili alacağı hesaplanmasının hatalı olduğu belirtilmesine karşın 2010 yılı sonrası için yapılan hafta tatili hesaplamasının bozma sonrasında da dışlanmadan hüküm altına alınması hatalıdır.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (Hukuk Genel Kurulu"nun 2007/14-778 esas, 2007/611 karar, Dairemizin 01.04.2008 tarihli ve 2007/38353 esas, 2008/7142 karar sayılı ilamı)
Somut olayda, bozma sonrası mahkemece "Davacının kıdem tazminatı alacağına ilişkin olarak toplam brüt 11.865,25 TL olarak kabulü ile, bu miktara 21.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, ve emzirme alacağınının reddine"" ilişkin karar taraflar arasında kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına," şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 22.02.2012 tarihli ve 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Kanun"un 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma nedeni yapılmayan alacak kalemleri hakkında "yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm oluşturulması hatalı olup, bu alacak kalemleri yönünden bozma öncesi hükmün yeniden tesis edilmemesi ayrı bir bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.