15. Hukuk Dairesi 2016/6078 E. , 2018/502 K.
"İçtihat Metni"....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin, birleşen dava ise maddi ve manevi tazminat ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, asıl ve birleşen dava davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaların açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun 1. maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa"nın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. "Satıcı" kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.
Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre Yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle Yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı Yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun Yasa"nın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkilere de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun
.....
hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2003 gün ve 2003/15-127 Esas, 2003/102 Karar sayılı kararında bu husus belirtilmiştir.
Görev; yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gereken bir dava şartıdır (HMK 1,114/1-c md). Somut olayda, davacı vekili müvekkili ile davalı şirket arasında müvekkiline ait evdeki pencereler ve kış bahçesi sisteminin alman malı profillerden renkli imal ve montaj işi konulu eser sözleşmesi akdedildiğini ancak işin eksik ve ayıplı yapıldığını iddia ederek asıl davada davalı yanın iş bedelinin tahsili için müvekkili aleyhine başlattığı icra takibi hakkında menfi tespit ve istirdat taleplerinde bulunmuş, birleşen davada ise eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararının tazminini talep etmiştir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve dava açıldığı tarihte 6502 sayılı Yasa yürürlükte bulunmadığından tüketici mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemez. Davada görevli mahkeme genel mahkeme olup, yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi yerine esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....