Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14042
Karar No: 2016/168
Karar Tarihi: 12.01.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14042 Esas 2016/168 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/14042 E.  ,  2016/168 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi dava dilekçesiyle; ... köyü 7 ada 264 ve 265 (yenileme ile 357 ada 1 ve 3) parsel sayılı sırasıyla 21000 ve 700 m² yüzölçümündeki parselin, yörede 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bırakıldığını, daha sonra 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığını ve halen tapuda davalı ... adına tarla niteliğiyle kayıtlı olduğunu belirterek tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle ... adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 357 ada 3 parselin tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 357 ada 1 sayılı parselin 16/05/2011 tarihli rapor ve krokide (B) harfiyle işaretli 4720,25 m²"lik bölümün tapu kaydının iptaliyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken, yine kesinleşmiş 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince ... adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 8.5.1946 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır. Daha sonra 1974-1975 yıllarında yapılıp, ekip çalışmaları 16.04.1976 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 16.04.1977 tarihinde kesinleşen, itirazlar üzerine komisyonca yapılan çalışmalarında 12.07.1977 tarihinde ilân edilerek, 12.10.1978 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1990 yılında yapılıp, 18.05.1990 tarihinde ilân edilen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması mevcuttur.
    Yörede 1996 yılında yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, ..."in kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiş, ..."ın itirazı üzerine Kadastro Komisyonunun 27.2.1996 tarihli kararı ile ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilmiştir. Davacı ...11/06/1996 tarihli dava dilekçesi ile taşınmazların kendi fiili kullanımında olduğunu iddia ederek tespite itiraz etmiş, Kadastro Mahkemesinin 14/10/1998 gün ve 1996/104-68 sayılı kararı ile ... hakkında açılan davanın kabulüne, taşınmazların ...zilyetliğinde olduğunun yazılmasına karar verilmiş, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine tapu siciline kaydedilmiştir. Daha sonra ... 22/06/2006 tarihli dilekçe ile kadastro mahkemesinde yapılan yargılamadan haberdar edilmediği iddiasıyla yargılamanın yenilemesini talep etmiş, yapılan, yargılamada talep temyiz dilekçesi olarak kabul edilip Kadastro Mahkemesinin 14/10/1998 gün ve 1996/104-68 sayılı kararının “...’ın usulüne uygun şekilde davadan haberdar edilmediği gerekçesiyle” Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 25/12/2007 gün ve 2007/5496 sayılı kararı ile bozulması üzerine Kadastro Mahkemesince bozmaya uyulduktan sonra ...’in davasının sübut bulmadığından reddine, ... köyü 7 ada 264 ve 265 (yeni 357 ada 1 ve 3) parselin kadastro komisyon tutanağındaki gibi tapuya tesciline karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmesi üzerinde Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 20/11/2014 gün ve 2014/18560-13497 sayılı ilamıyla onanmış, karar düzeltme talepleri de aynı Dairenin 09/04/2015 gün ve 2015/4432-3615 sayılı ilamıyla reddedilerek kesinleşmiştir.
    Temyize konu dava dosyasında ise davacı ... Yönetimi husumeti ... ve ...’e yönelterek çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptalini istemiştir. Yargılama sırasında mahkemece yukarıda anılan kadastro mahkemesi dosyası getirtilip incelenmiş, çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin itirazlı olduğu görülmesine rağmen o dosyadaki kullanıcı değişikliğine ilişkin kararının eldeki dosyasının taraflarını da etkileyeceği de düşünülerek bekletici mesele yapılması gerekirken yargılamaya devam olunarak hüküm tesis edilmiştir. Netice itibariyle kadastro mahkemesindeki dava sonucu çekişmeli taşınmazlardaki kullanıcı şerhi değişmiş olması nedeniyle kullanıcı şerhi sahibi ...’ın davaya dahil edilmesi gerekmektedir.
    Bundan ayrı; hükme dayanak alınan 16/05/2011 tarihli orman bilirkişi ...’in ve 25/03/2011 tarihli fen bilirkişi ...’nin raporunda çekişmeli taşınmazlar bir bütün olarak kabul edildiğinde sadece güney kısmı tahdit içinde gösterilmiş iken 26/11/2013 tarihli Fen bilirkişi ...’nin ek raporunda güney ve kuzey kısımları tahdit içinde gösterilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporları arasındaki bu çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur.
    Bu nedenle mahkemece öncelikle, ...’a usulünce dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip davalı sıfatıyla davaya dâhil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı (... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kununa aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve davalı ...nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/01/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi