2. Hukuk Dairesi 2015/4169 E. , 2015/10245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : 5395 Sayılı Yasa Uyarınca Koruma Kararı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, koruma altına alınmasına karar verilen küçüklerin velisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kurum tarafından, 5395 sayılı Yasa uyarınca 28.6.2014 doğumlu ... hakkında "bakım ve sağlık", 1.1.2007 doğumlu ... ile 5.6.2004 doğumlu ... hakkında ise "eğitim" tedbiri uygulanması talep edilmiş, mahkemece küçüğün velisi veya vasisine dava dilekçesi tebliğ edilmeden, hasımsız olarak evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde davanın kabulüyle küçük ... hakkında "bakım ve sağlık", ... ve ... hakkında ise "eğitim" tedbiri uygulanılmasına karar verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda bu taleplerin evrak üzerinden karara bağlanacağına dair özel bir hüküm bulunmamaktadır. O halde mahkemece taleple ilgili olarak duruşma açılması, davacı kurum vekili ile dava, küçüklerin hak ve menfaatleriyle doğrudan ilgili olduğundan küçüklerin veli veya vasisinin davalı sıfatıyla duruşmaya davet edilmesi, gösterdikleri taktirde delilleri toplanarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 14.05.2015(Perş.)
KARŞI OY YAZISI
5395 sayılı Kanunun 13."ncü maddesi, "aynı kanunun 7"nci maddesinin yedinci fırkasında öngörülen durumlar haricinde" çocuklar hakkında tedbir kararlarının duruşma yapılmaksızın verileceğini, ancak hakimin, zaruret gördüğü hallerde duruşma yapabileceğini hükme bağlamıştır. Şu halde, kanunun 7"nci maddesinin yedinci fıkrasında öngörülen durumlar haricinde, çocuklar hakkında tedbir kararları duruşmasız inceleme ile verilir. Hakimin zaruri gördüğü hallerde duruşma yapılacaktır. Bunun istisnası, 7"nci maddenin yedinci fıkrasında öngörülen hallerin varlığıdır. Buna göre, korunmaya ihtiyacı olan çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararının yanında Medeni Kanun hükümlerine göre velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişişel ilişki kurulması hususlarında da karar verilecek ise, duruşma yapılacaktır. Mahkemece, çocuklar hakkında sadece tedbir kararı verildiğine göre ve incelemenin duruşmalı yapılmasına ilişkin bir zaruret bulunmadığına göre, duruşmasız karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu bakımdan sayın çoğunluğun "evrak üzerinde karar verilmez" şeklindeki görüşüne katılmıyorum. Bu husus bütün davalar için genel geçer bir ilke olarak benimsenemez.
Öte yandan dava; çekişmeli değil, çekişmesiz yargı işidir (HMK.m.382/(2)-b/18). Çekişmesiz yargı işlerinde de küçüğün ana ve babasının davadaki sıfatı "davalı" değil "ilgilidir." ilgili olarak davadan haberdar edilmeleri gerekebilir ama, "davalı" sıfatıyla duruşmaya çağrılmaları da zorunlu değildir. Bu sebeple sayın çoğunluğun bu hususdaki görüşüne de katılma olanağı yoktur.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre küçüklerin babasının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle bozmaya katılmıyorum.