2. Hukuk Dairesi 2014/23364 E. , 2015/10238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen 20.01.2014 tarihli "temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmaya" dair olan ek karar ölen davalı mirasçısı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece, 28.3.2012 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verilmiş, karar henüz kesinleşmeden, davalı (koca) 10.4.2012 tarihinde ölmüştür. Bu halde evlilik, boşanma ile değil, eşlerden kocanın ölümüyle sona ermiş, boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu tarihten sonra, ölenin mirasçısı ..., 4.12.2012 tarihinde mahkemeye verdiği dilekçe ile, “ boşanma davasına kusur tespiti yönünden devam etmek isteğini”bildirmiş; mahkemece, mirasçı tarafından verilen bu dilekçe temyiz dilekçesi mahiyetinde kabul edilerek, ilgiliye “temyiz harç ve giderlerini” yatırması için bildirim yapılmış, giderler yatırılmayınca, bu arada davacının vasisinin 15.7.2013 tarihinde davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine, mahkemece; 20.1.2014 tarihli ek karar tesis edilmiştir. Bu ek kararla; “ davalı mirasçısının temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmiş, aynı kararla, “davalının ölmüş olması sebebiyle davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına” da karar verilmiştir. Ek karar, davalı mirasçısı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davalı, boşanma kararı verildikten sonra henüz kesinleşmeden öldüğüne göre, evlilik boşanma ile değil, ölümle sona ermiştir. Bu durumda, ölenin mirasçılarından birinin davaya devam etmek istemesi halinde Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince “kusur tespiti bakımından" davaya devam edilebilir. Hakimin, nihai karardan sonra ortaya çıkan ve nihai karar üzerinde değiştirici etkiye sahip olan böyle bir olay karşısında, dosyayı yeniden ele almasına ve "kusur tespiti bakımından davaya devam etmesine” engel bir usul hükmü bulunmamaktadır. Bunun için mahkemece verilmiş bulunan kararın temyiz edilmiş olması zorunlu değildir. Davaya devam edilmesi yönündeki talep, kararın temyizi suretiyle olabileceği gibi, temyiz ve bozma isteği ileri sürülmeksizin de bu yöndeki talep ortaya konulabilir. Karar henüz kesinleşmeden ölen davalının mirasçısı verdiği dilekçe ile davaya devam etmek isteğini bildirdiğine göre, bu dilekçeye "temyiz dilekçesi” vasfı verilip, ilgiliden temyiz harç ve giderlerinin talep edilmesi, verilen süre zarfında giderlerin yatırılmaması halinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesinin işletilerek “kararın temyiz edilmemiş sayılmasına” karar verilmesi, ölenin mirasçısına tanınan davaya devam edilmesi yönündeki hakkın kullanılamaması sonucunu doğurur. Bu bakımdan, olayda uygulama yeri bulunmayan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumun 434/3. maddesine dayanılarak miraçının "temyiz harç ve giderlerini yatırmadığı” gerekçesiyle kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır. Bu itibarla ek karar bozulmalıdır.
Öte yandan, evlilik birliği görülmekte olan boşanma davası sırasında eşlerden kocanın ölümüyle sona erdikten ve boşanma davası konusuz kaldıktan sonra davacının vasisinin, boşanma davasından feragat ettiğine ilişkin irade açıklamasının da bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü boşanma davası bu tarihden önce taraflardan davalının ölümüyle konusuz kalmıştır. Esası konusuz kalan bir davadan feragat artık hukuki etkiye sahip değildir ve sonuç doğurmaz. Ölümden sonra davacının dava üzerinde tasarruf yetkisi kalmamış, dava, ölenin mirasçılarının iradesine bağlı hale gelmiştir. Öyleyse kusur tespiti bakımından davaya devam edilerek, sağ eşin kusurunun bulunup bulunmağı hususunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen 20.01.2014 tarihli ek kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14.05.2015 (Prş.)