11. Hukuk Dairesi 2015/8897 E. , 2016/477 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/06/2014 tarih ve 2014/68-2014/276 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19/01/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı asil ... ve vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkiline 01.10.2007 keşide, 01.10.2009 vade tarihli 1.500.000 USD bedelli bononun verildiğini, bono bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, oysa davalının bono altındaki imzaya itirazı olmadığı gibi bono bedelini ödediğini de kanıtlayamadığını, bu nedenle takibin durdurulmasına yönelik icra hukuk mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, bono bedeli olan 1.500.000 USD"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu olay hakkında...İcra Hukuk Mahkemesi"nce verilen kararın, bu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiğini, taraflar arasında düzenlenen 07.12.2009 tarihli protokol gereğince davacının müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının işbu davaya dayanak bonoya dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine yargılama yapan ... İcra Hukuk Mahkemesi"nce verilen Yargıtay"ca onanan kararda, taraflar arasında imzalanan 07.12.2009 tarihli protokol ile geçmişe yönelik tüm alacak ve borç ilişkilerinin sona erdirildiğinin, dava konusu bononun da bu protokolden önce düzenlendiğinin, dolayısıyla bu belgenin de hükümsüz kaldığının açıklandığı, her ne kadar icra hukuk mahkemesi kararı kesin hüküm oluşturmaz ise de anılan kararın gözardı edilemeyecek kadar önemli bir delil olduğu, ayrıca gerçekten de taraflar arasında imzalanan 07.12.2009 tarihli protokolde, protokoldeki tarafların ellerinde bulunan boş, ıslak imzalı belgeleri geri vereceklerinin, protokol tarihine kadar birbirleri aleyhine yapmış oldukları tüm icra takiplerinden ve tüm yasal işlemlerden feragat ettiklerinin ve birbirlerini ibra ettiklerinin düzenlendiği, protokolün geçerli bulunduğu, tarafların birbirlerini serbest iradeleri ile ibra ettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesi uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Ticaret Kanunu"nda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanun"un 5. maddesinde ise ticari davaların dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görüleceği ve asliye ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda davacı tarafça, bonoya dayalı alacağın davalıdan tahsili talep edilmiş olup bono, 6102 sayılı Kanun"un 776. vd. maddelerinde düzenlenmiş olduğundan işbu dava yukarıda anılan hüküm uyarınca mutlak ticari davadır. Bu durumda mahkemece, davanın asliye ticaret mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.