11. Hukuk Dairesi 2015/5605 E. , 2016/476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04/03/2015 tarih ve 2014/1016-2015/173 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19/01/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 29.06.2005 tarihinde süresiz acentelik sözleşmesinin düzenlendiği, acentelik ilişkisi devam ederken davalının, müvekkilinin herhangi bir kusuru olmamasına rağmen tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, davalının, 3 ay sonra sözleşmenin feshedileceğine ilişkin ihbarından sonra söz konusu sürede fiilen müvekkilinin poliçe üretimini engellediği gibi müşterilere doğrudan poliçe sattığını, bu nedenle müvekkilinin elde edeceği komisyondan mahrum kaldığını, yine sözleşme uyarınca müvekkiline ödenmesi gereken ek komisyonun ödenmediğini, davalının tüm bu eylemleri nedeniyle müvekkilinin manevi zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL portföy tazminatı, 10.000 TL komisyon kaybı, 10.000 TL ek komisyon bedeli ve 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 04.03.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile portföy tazminatı talebini 802.662,96 TL"ye, komisyon kaybı talebini ise 494.711,43 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede, taraflardan herbirinin diğer tarafa taahhütlü bir mektupla, üç ay evvelinden haber vermek şartıyla sözleşmeyi feshedebileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin de bu kapsamda sözleşmeyi feshettiğini, davacının sözleşme hükümleri uyarınca müvekkilinden tazminat isteyemeyeceğini, kaldı ki sözleşmenin feshinde de davacının ksurulu olduğunu, müvekkilinin davacıdan prim alacağının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 29 ay devam eden sözleşmenin davalı sigortacı tarafından feshedildiği, davacının fesih nedeniyle oluşan zararlarının tahsili için işbu davayı açtığı, taleplerden birinin üç aylık fesih ihbar süresi içerisinde davalıdan kaynaklanan nedenlerle davacının poliçe düzenleyememesine dayandığı, gerçekten de taraflar arasındaki yazışmalardan davacı acentenin internet linklerinin bloke olduğunun ve bu nedenle internet yoluyla poliçe düzenlenemediğinin anlaşıldığı, davacınınpoliçe düzenlemesinin davalı tarafından engellendiği kanaatine varıldığı, davacının bu nedenle toplam 494.711,43 TL komisyon gelirinden mahrum kaldığı, bunun dışında portföy tazminatı da istenildiği, acentelik ilişkisinin devam ettiği sürede davacının elde ettiği komisyon tutarı gözetilerek davacının 616.206,56 TL portföy tazminatına hak kazandığının tespit edildiği, belirlenen miktardan indirim yapılmasını gerektirecek bir davacı kusurunun ispat edilemediği, ek prim talebinin ispatlanamadığı gibi manevi tazminat koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 616.206,56 TL portföy tazminatı ile 494.711,43 TL komisyon alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, acentelik sözleşmesinin feshine dayalı portföy tazminatının, ek komisyon alacağının, komisyon kaybının ve manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca hüküm kurulmuşsa da bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira mahkemece, davanın kısmen kabulüne, belirlenen portföy tazminatı ve komisyon alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, Dairemizin 2011/13610 E., 2012/21498 K. sayılı ilamı ile mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda komisyon alacağının ne şekilde hesaplandığının belli olmadığı, bu raporun hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmadığı, esasen mahkemece de bu raporun yeterli görülmeyerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve alınan son raporda, davacının komisyon alacağına hak kazanmadığı yolunda görüş bildirildiği, davacının, davalının kusuru nedeniyle komisyon kaybından kaynaklı olarak ne miktarda zarara uğradığını kanıtlaması gerektiği, davacının söz konusu dönemde davalının anılan eyleminin olmaması halinde ne miktar poliçe düzenleyebileceğinin ve buna dayalı olarak ne kadar kâr elde edebileceğinin, davacının geçmiş dönemler itibariyle performansı da göz önünde bulundurularak hesaplattırılıp, bir kısım sigortalıların poliçe yenilemesinde davacıyı tercihten vazgeçebileceği olguları da göz önünde bulundurulmak suretiyle tespit edilmesi, mülga 818 sayılı BK"nın 43. maddesi uyarınca bir hakkaniyet indiriminin gerekip gerekmediğinin tartışılması, portföy tazminatı yönünden ise hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda ikili bir hesaplama tarzı benimsenmesine karşın mahkemece neden bunlardan birine itibar edildiğinin karar yerinde gösterilmediği, davalının itirazları da gözetilerek fesihten sonra davacının ne miktar portföy tazminatı isteyebileceği hususunda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekçeleriyle davalı yararına bozulmuş, bozma ilamına uyulduktan sonra alınan ve hükme esas tutulan 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda da ayrıntılı ve denetime elverişli bir açıklama yapılmaksızın söz konusu üç aylık fesih ihbar süresinde davacı acentenin tek bir yeni müşteri kazanmasa ve sadece mevcut müşterilerin tecdit poliçelerini yapmış olsa dahi toplam 497.711,43 TL komisyon geliri elde edebileceği belirtilmiştir. Öncelikle bu rapor mali inceleme yönünden gerek yerel mahkemece, gerekse de Dairemizce yetersiz görülen ve bozma öncesinde alınan 28.07.2008 tarihli raporun tekrarı mahiyetinde olduğu gibi davacı tarafça üç aylık feshi ihbar süresindeki komisyon kaybı talep edilmesine rağmen yaklaşık 7 aylık süreye ilişkin hesaplama içermektedir. Öte yandan, mahkemece uyulan bozma ilamında, bir kısım sigortalıların poliçe yenilemesinde davacıyı tercihten vazgeçebileceği gözetilerek buna göre hakkaniyet indiriminin değerlendirilmesi gerektiği açıklandığı halde hükme esas raporda bu inceleme davacının kusur durumuna göre yapılmıştır.
Portföy tazminatı yönünden ise bilirkişi heyetince yargılama sırasında yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nın 122/2. maddesinde düzenlenen portföy tazminatının üst sınırı belirlenmiş, mahkemece de herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin ve davalının portföy tazminatına yönelik itirazları gözetilmeksizin belirlenen üst sınırın davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu talep bakımından da uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Bu itibarla, mahkemece uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme ve araştırma yapılması, davacının geçmiş dönemlerdeki performansı da gözetilerek üç aylık feshi ihbar süresinde davalının kusurlu eylemi olmasaydı ne miktar poliçe düzenleyebileceğini somut olarak poliçeler de belirtilmek suretiyle gösteren denetime elverişli bir rapor alınması, belirlenen komisyon kaybından bundan sonra yukarıda açıklanan biçimde hakkaniyet indiriminin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi ve portföy tazminatı yönünden ise davalının itirazları da gözetilerek yapılan açıklamalar çerçevesinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücertinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.