Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1239
Karar No: 2014/4432
Karar Tarihi: 09.06.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1239 Esas 2014/4432 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/1239 E.  ,  2014/4432 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/03/2013
    NUMARASI : 2010/268-2013/204

    Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi, tespit davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 08.11.2013 gün ve 4843 Esas, 6922 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    - KARAR -
    Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında, bir başka yüklenici tarafından yarım bırakılan inşaatın tamamlanması amacıyla 24.01.2008 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 8 ay içerisinde inşaat ruhsatının alınacağının ve ruhsat tarihinden itibaren de 24 ay içerisinde inşaat bitirilerek arsa sahiplerine dairelerinin teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak inşaat ruhsatının halen alınmadığını, 18.03.2009 tarihli ek sözleşmede verilen mehile rağmen edimlerini yerine getirmeyen davalı yükleniciye sözleşmenin feshi ihbarı gönderildiğini ileri sürerek, müvekkilleri ile davalı arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin ve davalının inşaatı terk etmesi gerektiğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, inşaatın yapılacağı parselin bulunduğu yerin askeri güvenlik bölgesi olması nedeniyle zemin artı bir kata ruhsat verildiğini, oysaki inşaatın zemin artı 2 kat olarak yapıldığını, bu haliyle ruhsat alınmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 08.11.2013 tarih ve 4843 Esas, 6922 Karar sayılı ilamıyla, davalı yüklenicinin inşaatı üstlendiği tarihte arsada zemin+2 kat betornamesi bitmiş inşaat bulunduğu ve yüklenicinin bu inşaatı tamamlamayı üstlendiği, dosyada bulunan Belediye Başkanlığı yazılarına göre söz konusu parselin bulunduğu bölgenin askeri güvenlik bölgesi olarak tanımlanması nedeniyle en fazla 2 kata imar izni verildiği, sözleşmenin yapıldığı 24.01.2008 tarihinde dahi fazla kat sebebiyle inşaatın mevcut imar planına aykırı olduğunun uyuşmazlık dışı olduğu, 24.01.2008 tarihli sözleşme gereğince yüklenicinin sözleşme tarihinden itibaren 8 ay içerisinde inşaat ruhsatı alması gerekmekte ise de, Belediyenin yazılarına göre dava tarihine kadar ruhsat için herhangi bir başvurusunun bulunmadığı, davalının süresinde inşaat ruhsatı için Belediye"ye başvurması halinde dahi imara aykırılığı öğrenmesinin mümkün olduğu, dava konusu işin TTK"nın 12/III. maddesi uyarınca ticari bir iş, bu nitelikte bir edimi yüklenen davalının da tacir sayıldığı, böyle bir hukuki statüde bulunan yüklenicinin, TTK"nın 20/II. maddesi gereğince ticaretine ait tüm faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek mecburiyetinde olduğu, davalı yüklenicinin bu yükleniminin doğal sonucu olarak inşaat yapacağı arsayı tüm yönleriyle ve nitelikleri ile incelediğini, ne tür ve nasıl bir inşaat yapabileceğini belirlemesi açısından da sözleşmenin imzalanmasından önce imar durumunu tesbit ettiği ve ona göre taahhüt altına girdiğinin kabulünün zorunlu olduğu, davalı yüklenicinin, inşaata imar izni verilemeyeceğine dair belediye yazılarını ilk defa dava açıldıktan sonra dosyaya ibraz etttiği, bu yazılardan Belediye"ye başvurunun dava tarihinden sonra olduğunun anlaşıldığı, bu yazılardan davadan önce davacıyı haberdar etttiğini kanıtlayamadığı, sözleşme öncesinde belediyeye müracaatı bulunduğuna ve anılan inşaatın imara aykırı olmadığına dair cevap aldığına dair herhangi bir belge sunmadığı, Mahkemenin ise davalının davadan sonra Belediye"ye başvurduğu yazı cevaplarını esas alarak, davacıların da imara aykırılığı bildiği sonucuna vardığı, bilirkişi kurulunca davalının % 36,5 seviyesinde aldığı inşaatı keşif tarihi itibariyle henüz % 63,5 seviyesine ulaştırdığının tespit edilmiş olduğu ve esasen dava tarihine kadar ruhsat başvurusunda dahi bulunmadığı da dikkate alındığında, davalı yüklenicinin işin ifasında temerrüde düştüğü açık olup, mahkemenin arsanın imar durumunu baştan beri bilmesi nedeniyle davacı arsa sahiplerinin de kusurlu bulundukları yolundaki gerekçesinde isabet bulunmadığı, bu durumda, mahkemece, davacı arsa sahiplerinin sözleşmenin feshini istemekte haklı olduklarının kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, belirtilerek bozulmuştur.
    Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    1)Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallere uymayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2)Dairemizin bozma ilamında açıklandığı üzere, somut olayda, davalı yüklenicinin inşaatı üstlendiği tarihte arsada zemin+2 kat betornamesi bitmiş inşaat bulunduğu ve yüklenicinin bu inşaatı tamamlamayı üstlendiği, dosyada bulunan Belediye Başkanlığı yazılarına göre söz konusu parselin bulunduğu bölgenin askeri güvenlik bölgesi olarak tanımlanması nedeniyle en fazla 2 kata imar izni verildiği, sözleşmenin yapıldığı 24.01.2008 tarihinde dahi fazla kat sebebiyle inşaatın mevcut imar planına aykırı olduğu uyuşmazlık dışıdır. Bu durumda, mahkemece, dava tarihinde yürürlükte olan BK"nın 20. maddesi uyarınca, yapıldığı tarihte objektif ifa imkânsızlığı nedeniyle geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak istemde bulunulamayacağından sözleşmenin imkânsızlık nedeniyle batıl olduğunun tespitine ve müdahalenin men"ine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulması gerekirken, yazılı şekilde hükmün bozulması doğru olmadığından, davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile, mahkeme hükmünün değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karar düzeltme itirazının kabulü ile mahkeme kararının değişik gerekçe ile davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi