11. Hukuk Dairesi 2015/9874 E. , 2016/469 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada.. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05.06.2014 tarih ve 2013/319-2014/250 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19.01.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 11.02.2006 tarihinde davalı tarafından ... plaka sayılı araç ile dava konusu malların ...’ya nakliyesi sırasında araç şoförünün kusuru sonucu neden olduğu tek taraflı kazada taşınan malların hasarlandığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda 21.600,00 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, ileri sürerek sigortalıya ödenen 21.600,00 TL’nin ödeme tarihi 31.05.2006 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu malların zamanında ve sağlam bir şekilde alıcı firmaya teslim edildiğini, hamule senedi incelendiğinde malların hasarsız bir şekilde teslim edildiğinin anlaşıldığını, taşımaya konu malların değerinin 9.297,60 TL olduğunu ve bu ödemelerin gümrük vergilerinin düşük ödenebilmesi için mal faturalarının düşük birim fiyat üzerinden düzenlendiğinin söylendiğini, böyle bir ödemenin yapılmasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, hamule senedinde malın hasarlı olduğuna dair ihtirazi kayıt bulunmadığı, CMR 30. madde uyarınca ihbar yapılmaması nedeniyle taşıyıcının sorumluluğu olmadığı, 6762 Sayılı TTK"nın 1301. maddesi gereğince rücu davası açılabilmesi için sigortalıya ödeme yapılması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerektiği, davacı yönünden rücu koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, nakliyat emtia poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece hamule senedinde malın hasarlı olduğuna dair ihtirazi kayıt bulunmadığı, CMR 30. maddesi uyarınca ihbar yapılmaması nedeniyle taşıyıcının sorumluluğu olmadığı, 6762 Sayılı TTK"nın 1301. maddesi gereğnice rücu davası açılabilmesi için sigortalıya ödeme yapılması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerektiği, davacı yönünden rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacı taraf dava dilekçesinde sigortalıya 31.05.2006 tarihinde ödeme yapıldığını belirttiği ve delil listesinde ibraname ve tazminat makbuzuna dayandığı halde anılan belgeler davacıdan talep edilmeden 6762 Sayılı TTK"nın 1301. maddesi uyarınca rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Ayrıca, taşımaya ilişkin hamule senedinde alıcının emtiayı hasarlı teslim aldığına dair ihtirazi kayıt olmadığı belirtilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hamule senedinde alıcının imzasının bulunduğu yerde... ibareler olduğu, belgenin tercüme edilmiş halinin dosyaya sunulması gerektiği belirttiği halde, davacıdan istenen okunaksız ve tercümesiz hamule senedine dayanılarak, malın hasarlı teslim alındığına dair ihtirazi kayıt olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla, mahkemece hamule senedinin okunaklı ve tercüme edilmiş olarak ibrazı istenerek, davalı taşıyıcıda hamule senedinin bir suretini sunduğuna göre, gerektiğinde anılan belge davalıdan da talep edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3- Öte yandan, CMR 30. maddesine göre taşıyıcıya kayıp veya hasar nedeniyle ihbarın hiç veya zamanında ileri sürülmemiş olması, taşıyıcıya karşı dava açılmasını engellemez. Taşıyıcıya çekince bildirilmemesinin somut etkisi, gönderilenin eşyayı taşıma senedinde yazılı olduğu biçimde teslim aldığı yolunda taşıyıcı lehine karinenin doğmasına neden olup, bu karinenin ortadan kaldırılması ve taşıyıcının sorumlu olduğunun ileri sürülerek taşıyıcıya karşı dava açılması mümkündür. Böyle bir davada ispat yükü davacıda olup, çekince gösterilmiş olsun veya olmasın, malların kısmen veya tamamen kaybının yada hasarının, taşıyıcının malları teslim aldığı an ile malları teslim ettiği an arasında meydana geldiğini, bir başka deyişle taşıyıcı lehine oluşan karinenin aksini ispat etmekle yükümlüdür. Nitekim, davacı taraf ... yetkilileri tarafından düzenlenen kaza tutanağı ve alıcı firmanın malların hasarlı olarak teslim edildiğine dair yazısını dosyaya ibraz etmiştir.
Bu itibarla, mahkemece davacının malın hasarlı olarak taşındığına dair dellilleri incelenip değerlendirilmeden CMR 30. madde gereğince taşıyıcıya ihbar yapılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.