Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5470
Karar No: 2018/12439
Karar Tarihi: 19.12.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5470 Esas 2018/12439 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/5470 E.  ,  2018/12439 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş. Vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacılar vekili; 11.02.2012 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın davacıların murisi ..."a çarpması şeklinde gerçekleşen kaza sonucu davacıların desteği ..."ın hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan; her bir davacı için 50.000,00 TL"şer manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili 02/10/2014 tarihli dilekçesi; davacı ... için 5.000,00 TL ve diğer davacı ... için 5.000,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL talep ettiklerini, küçük çocuklar olan davacılar yönünden maddi tazminat talep etmediklerini ifade etmiştir.
    Davalı ... vekili; davalının kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, müteveffanın ailesine ekonomik bir katkısı bulunmaması nedeniyle davacıların maddi tazminat taleplerinin hakkaniyete uygun olmadığını ve talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş. vekili; davacıların manevi tazminat istemlerinin fahiş olduğunu, maddi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesinde müteveffanın kusurunun da dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekili; davaya konu kazanın 11/02/2012 tarihinde meydana geldiğini ve poliçenin vadesi dışında kazanın gerçekleştiğini ve bu kapsamda sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 3.178,00 TL ve davacı ... için 3.433,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların fazlaca isteminin reddine; manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı ... ve Nursel için 15.000,00 TL"şer, diğer davacılar ... ve Elif için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş."nden müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların fazlaca isteminin reddine karar verilmiş; hüküm davalı ... Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş. vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında (3 ve 4 nolu bent dışında) bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı İst. Galenos Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş. Vekilinin (2) nolu bent dışında ve davacılar vekilinin (3) ve (4) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ).
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, müteveffanın kazanın oluşumunda %80 kusurlu olduğu da gözetilerek davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatların bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    3-Davacılar destek ..."ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte olup, kaza tarihinde destek 5 yaşındadır.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin 18 yaşından itibaren ailesine destek olacağı, 22 yaşında evleneceği, iki yıl içinde çocuk sahibi olacağı, kocasının ve çocuklarının sorumluluğunu üstlenmesi nedeniyle anne ve babasına destekliğinin azalan oranlarda süreceği kabul edilerek destek paylarının dağıtımı yapılmıştır. Yaşam tablosuna göre destekten çıkan babanın payı anneye ilave edilmeden destek tazminatının varsayımsal hesabı yapılmıştır. Anılan hesaplama hatalıdır.
    Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin 1 çocuğunun olacağı kabul edilmiş ise de Dairemiz uygulamalarına göre 18 yaşında gelir elde etmeye başlayan desteğin evleneceği ve bir yıl sonra bir çocuğu daha sonra ikinci çocuğunun olacağı varsayılarak hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14"er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir. Bu haliyle bilirkişi raporunda benimsenen hesaplama yöntemi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
    4-Türk Medeni Kanunu"nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı Yasa"nın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından
    karşılanır” denilmektedir. Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi (anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak) gerekmektedir.
    Somut olayda, anne ve baba lehine hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından anne ve babadan ayrı ayrı %5"er yetiştirme gideri düşülmüştür. Daire ilkelerine göre; anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5"er, anne çalışmıyorsa (Sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; davacı anne ve babanın çalışmadığı anlaşılmakla) sadece babadan yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir.
    Eldeki davada, hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda bahsi geçen ilkelere aykırı düzenlenmiş olup hüküm kurmaya elverişli değildir.
    O halde mahkemece, anlatılan bilgiler ışığında bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre karar vermek gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş. vekili ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Ecza Deposu Tic. ve San. A.Ş."ye ve davacılara geri verilmesine 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi