11. Hukuk Dairesi 2020/1930 E. , 2021/6010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 26.09.2018 gün ve 2018/131 E. - 2018/706 K. sayılı kararı onayan Daire"nin 03.02.2020 gün ve 2019/1324 E. - 2020/781 K. sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, Tedaş"ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, davalının sözleşme öncesi gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/425 E. – 2008/348 K. sayılı kararına istinaden müvekkilinin toplam 77.945,00 TL ödediğini iddia ederek, bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle (1) nolu bendi ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilen Dairemizin 13.04.2016 tarih, 2016/2242 esas ve 2016/4047 karar sayılı ilamına karşı davalı vekilinin karar düzeltme yoluna başvurmamış olmasına ve mahkemece bu ilama uyulmak suretiyle karar verilmesine, bu suretle de davacı yararına usuli kazanılmış hakkın oluşmasına göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 10,30 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 14.10.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava; sözleşmeye dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı; dava dışı 3. kişi tarafından eldeki davanın taraflar aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma davası sonucunda mahkemece hükmedilen tazminatın 3. kişiye ödendiğini, eldeki davanın taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıya rücu hakkı bulunduğunu ileri sürerek rücu isteminde bulunmuş, mahkemece ilk kararda dava kabul edilmiştir. Dairemizin bozma kararının 1. bendinde davalının sair temyiz itirazları reddedilerek alacağın miktarı, yargılama giderleri ve istenebilecek faiz tutarı yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle davalı yararına bozma yapılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ödediği ana para tutarı ile temyiz harçları toplamı 53.738,07 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, Dairemizce bu karar onanmıştır. Davalı vekilinin karar düzeltme itirazı esas olarak sözleşmesel sorumluluğun bulunmadığı ve kamulaştırmasız el atma davası sonucunda tazminata konu taşınmazın davacı adına tescil edilmesi nedeniyle ödediği bedelin rücusunun mümkün olmadığı yönündedir. Daire çoğunluğunun sözleşmesel rücu hakkı nedeniyle karar düzeltme itirazının reddi yerinde ise de; Dairenin ilk bozma kararında eksik incelemeye işaret edilen hususlar arasında "tazminat miktarı, işlemiş faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti, icra gideri ile ilam sonrası işlemiş faiz miktarı" kalemleri açıkça sayıldığından davacının kamulaştırmasız el atma bedelini isteyebileceği yönünde usulü kazanılmış haktan söz etmek mümkün değildir. Bozma kararının 1 numaralı bendindeki davalının sair temyiz itirazlarının reddi paragrafında kamulaştırmasız el atma bedeline ilişkin bir açıklama yoktur. Tam tersine 2 numaralı bozma gerekçesinde tüm kalemler zikredilerek bozma nedeni oluşturulmuştur.
O halde, dosya içeriğinden kamulaştırmasız el atılan taşınmazın davacı adına tescil gördüğü sabit olmakla, davacı lehine sebepsiz zenginleşme oluşturacak şekilde taşınmazın bedelinin de iadesi sonucu doğuracak nitelikte mahkeme kararının onanması yerinde olmayıp, bu nedenle davalının karar düzeltme itirazlarının kabulü gerektiği görüşündeyiz.