Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/441
Karar No: 2016/3062
Karar Tarihi: 11.05.2016

Silahlı terör örgütüne üye olmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/441 Esas 2016/3062 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2016/441 E.  ,  2016/3062 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20.10.2015 tarih ve 2015/2976 soruşturma, 2015/1162 Esas, 2015/502 sayılı iddianamesinin CMK’nın 170. maddesine uygun bulunmadığından bahisle aynı Kanunun 174. maddesi gereğince iadesine dair .... Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli ve 2015/112 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin .... Ağır Ceza Mahkemesinin 28.10.2015 tarihli ve 2015/583 D. İş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
.... Ağır Ceza Mahkemesince, şüpheli ..."ın ifadesi alınmadığı, hakkında yakalama kararı çıkartılmasına rağmen infaz edilmediği, terör örgütü üyeliği suçunun temadi eden suçlardan olduğundan bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanunun 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda şüphelinin bulunamaması üzerine .... Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile görevli) 11.01.2012 tarihli 2012/17 değişik iş sayılı kararı ile hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında şüphelinin ifadesinin alınmamış olması, yakalama kararının infaz edilmemiş olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, ... Bakanlığının 30.11.2015 gün ve 94660652-105-73-13420-2015/E. 24766/78577 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.11.2015 gün ve 2015/399133 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I )Olay:
Şüpheli ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan soruşturma sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.10.2015 gün ve 2015/2976 soruşturma, 2015/1162 Esas, 2015/502 sayılı iddianamesi ile ... Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, bu iddianamenin mahkemenin 22.10.2015 gün ve 2015/112 sayılı kararı ile özetle “Şüpheli hakkında, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan çıkartılan yakalama emrine istinaden yakalanmadan yani kesinti oluşmadan failin hukuki durumunun tespiti mümkün olmayacağı, iddianame ile kesintinin gerçekleştiğinin düşünülemeyeceği, halen örgüt içerisinde faaliyetlerini sürdürme imkanı olduğu, şüphelinin yakalandığı veya teslim olduğu tarihteki mevzuat hükümlerine ve o tarihe kadarki eylemlerine göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekeceğinden beyanına başvurulmaksızın dava açılmak suretiyle yargılamanın verimli bir şekilde yürütülmesi, ek iddianame veya savunmaya gerek kalmadan, kovuşturma aşamasında soruşturma yapmadan yargılamanın mümkün olduğu en kısa sürede bitirilebilmesi için 5271 sayılı CMK"nın 174/1-(a), (b) maddesi uyarınca” iadesine karar verildiği, bu karara Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın da.... Ağır Ceza Mahkemesinin 28.10.2015 tarihli ve 2015/583 D. İş sayılı kararı ile reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
II)Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede hangi hususların gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, bu kapsamda şüphelinin ifadesinin alınmaması nedeniyle iddianamenin iadesine karar verilip verilemeyeceği hususuna ilişkindir.
III)Hukuksal Değerlendirme:
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesinde;
Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a)170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b)Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c)Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2)Suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3)En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(5)İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir hükümleri yer almaktadır.
.... Ağır Ceza Mahkemesince CMK’nın 174. maddesi uyarınca verilen iddianamenin iadesi kararının gerekçesi, savunması alınmayan şüpheli hakkında eksik soruşturma yapılmasına ilişkindir. Cumhuriyet Başsavcılığınca bu karara itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen mercii benzer gerekçeler ve ayrıca suçun sübutunu etkileyecek delillerin toplanmadığı, dava açılması halinde mahkemece soruşturma yapar gibi bu hususların araştırılacağı, ancak bunun sağlıklı olmayacağının anlaşıldığı, iddianamenin yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır, hükümlerine aykırı olarak düzenlendiği belirtilerek itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili merciilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Soruşturma safhasında ceza muhakemesinin amacı olan maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için tüm süjelerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Her sanığın derdini anlatabilmesini, ne istediğini söyleyebilmesini, hiç veya gereği gibi dinlenilmeden mahkum edilememesini, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilmesini ve bu sayede muhakemenin gidişine etki edebilmesini ifade eden ilkeye “meram anlatma ilkesi” denmektedir. Çağdaş Ceza Muhakemesi Hukukunda sanık, hiç bir hakkı olmayan bir soruşturma konusu, objesi değil, belli hakları ve yükümlülükleri bulunan ve muhakemenin gidişine etki edebilen bir muhakeme süjesidir.
Mütemadi suçlardan olan silahlı terör örgütüne üye olma suçunda temadinin yakalanma ile kesileceği, örgüte katılma tarihi ile yakalanma tarihi arasında silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu gerçekleştirmeye elverişli olan ve vehamet arz eden eylemlerin gerçekleşmesi halinde tüm eylemlerin geçitli suça ilişkin kurallar ile fikri içtima hükümleri de nazara alınıp hukuken birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; şüpheli ..."ın babası ..."ın 03.08.2010 ve 15.04.2011 tarihlerinde... Polis Merkez Amirliğinde mağdur/müşteki ifade tutanağı şeklinde alınan beyanlarında; oğlu olan ..."ın 01.08.2010 günü kendisi bana haber vererek arkadaşlarıyla pikniğe gideceğini söylediği, kendisinin de tamam dediği ancak oğlunun arkadaşlarını tanımadığını, akşamleyin eve gelmediği için endişelendiğini çevrede araştırma yaptığı ancak bulamadığı, şeklindeki ifadesi üzerine yürütülen soruşturmada Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine 11.01.2012 tarihinde.... Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile görevli) tarafından şüpheli hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan CMK 94/1. maddesi uyarınca yakalama emri çıkarıldığı, sanık hakkında kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen 10.08.2011 tarihli tutanakta “.... Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan 201/2751 soruşturma sayılı dosyaya esas olmak üzere Müdürlüğümüz Polis Merkez Amirliğince kayıp şahıs olarak aranan ...Mahallesi nüfusuna kayıtlı, ... ve... oğlu .... doğumlu-... doğumlu ... (....) isimli şahısla ilgili yapılan araştırmalar neticesinde adı geçen şahsın .... terör örgütünün dağ kadrosuna katıldığı yönünde teyide muhtaç bilgiler elde edilmiştir” şeklinde tespit yapıldığı, ayrıca 16.03.2011 tarihinde ....Verimli ....K.lığına teslim olan ....isimli .... terör örgütü mensubu 17.03.2011 tarihli fotoğraf teşhisine tutanağında; “(1) numara ile teşhise ettiğim şahıs ... isimli teröristtir. Kendisi..."dir. Kendisini Ekim veya Kasım 2010 aylarında Gare bölgesinde eğitim aldığım esnada görmüştüm. Düzenlemesi başka bir bölgeye yapıldı ancak neresi olduğunu bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu, bu delillere dayanılarak şüphelinin savunması alınmadan kamu davası açıldığı görülmektedir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, şüphelinin savunmasının alınmasını zorunlu kılan açık bir hükme CMK’nın 170 ve 174. maddelerinde yer verilmemiştir. Ancak bu durum her koşulda savunma alınmadan dava açılabileceği şeklinde yorumlanmamalıdır. Şüphesiz kendisine ulaşılamayan şüpheli hakkında, toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet savcısı savunma almadan dava açabilecektir, ancak incelenen dosya kapsamında şüpheli hakkındaki iddianamenin konusunu oluşturan silahlı terör örgütüne üye olma suçunun mütemadi suç olduğu ve temadinin yakalanma ile kesileceği, örgüte katılma tarihi ile yakalanma tarihi arasında silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu gerçekleştirmeye elverişli olan ve vehamet arz eden eylemlerin gerçekleşmesi halinde tüm eylemlerin geçitli suça ilişkin kurallar ile fikri içtima hükümleri de nazara alınıp hukuken birlikte değerlendirilmesinde ve suçun işlendiği yer, zaman diliminin buna göre belirlenmesinde zorunluluk olduğunun iddianame tanzim edilirken de gözetilmesi gerekmektedir.
CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoğu zaman
şüphelinin savunmasının alınmasıyla işlerlik kazanacaktır.
Öte yandan Anayasamızın 90/4. maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası olan, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ve bu sözleşmenin yorumunu yapan bağlayıcı nitelikteki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin adil yargılanma hakkına ilişkin kararları uyarınca da etkili, yeterli ve adil bir soruşturmanın yürütülebilmesi için, şüphelinin suçlamalardan haberdar edilip, savunma hakkının tanınması hususları değerlendirildiğinde kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV )Sonuç ve karar:
.... Ağır Ceza Mahkemesinin 28.10.2015 tarihli ve 2015/583 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi