14. Hukuk Dairesi 2016/11584 E. , 2016/9871 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.07.2014 gününde verilen dilekçe ile mera tespitinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davaların birleştirilmesine dair verilen 06.05.2015 günlü hükmün kanun yararına bozulması ... yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Mera tespitinin iptaline ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen ve Yargıtay"ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/05/2015 gün ve 2014/56 E. ve 2015/47 K. sayılı kararının kanun yararına bozulması ...nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle dosyadaki tüm evraklar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı taraf, ... Kadastro Mahkemesine verdiği 12/06/2006 havale tarihli dava dilekçesinde; ... İli, ... İlçesi, ... Köyü sınırları içerisinde bulunan ve davalı köy adına tespit gören bir kısım taşınmazlar ile yine davalı adına tespit gören meranın kadastro tespitinin iptaline ve davacı köy adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
... Kadastro Mahkemesinde, kadastro tespitinin iptali ve mera tespitinin iptaline yönelik dava devam ederken, kadastro tespitinin iptaline yönelik davalar ayrılarak başka esaslara kaydedilmiş ve davaya mera tespitinin iptaline yönelik talep yönünden devam edilmiştir. Kadastro Mahkemesi, 07/04/2014 tarihli görevsizlik kararıyla, mera tespitinin iptaline ilişkin dava yönünden kendisinin görevli olmadığına ve görevli mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermiştir. Dosya kendisine gönderilen ... Asliye Hukuk Mahkemesi 06/05/2015 tarihli kararıyla, görülmekte olan bu dava ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/238 Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmasını gerekçe göstererek davanın, ... Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava ile birleştirilmesine karar vermiş ve kararın temyiz edilmeksizin 02/06/2015 tarihinde kesinleştiği şerh düşülmüştür.
... Asliye Hukuk Mahkemesinin, Cumhuriyet Savcılığına hitaben gönderdiği 09/06/2015 havale tarihli yazısıyla, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/56 E. ve 2015/47 K. sayılı kararının, HUMK’nun 45 ve 187/5. maddeleri uyarınca, birleştirme talebinin ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şartıyla kabul edilebileceği hükmüne aykırılığı ileri sürülerek, kanun yararına bozulması ihbaren bildirilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 45. maddesine göre, aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. Davalar ayrı mahkemelerde açılmış ise, bağlantı nedeni ile birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkeme önünde ilk itiraz olarak ileri sürülebilir.
1086 sayılı Kanunun 191. maddesine göre de, ilk itirazlar hakkında karar verme yetkisi, esas davayı görmeye yetkili mahkemeye aittir.
Aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilmesi konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 166. maddesinde yer almakta olup, davalar ayrı yargı çevrelerinde görülse dahi birleştirme talebinin her zaman yapılabileceği kabul edilmiştir. 6100 sayılı Kanun, birleştirme talebini ancak ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şartıyla kabul eden 1086 sayılı Kanundan farklı hükümler içermektedir.
Görevsizlik kararıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen dosya, mahkemenin esas defterine 16/07/2014 tarihinde kaydolmuştur. Dava, her ne kadar 1086 sayılı Kanunun yürürlükte bulunduğu tarihte açılmış ise de, dava dosyası görevli mahkemeye geldiğinde, yürürlükte bulunan usul kanunu 6100 sayılı Kanundur.
... Kadastro Mahkemesinin, dava konusu merayla ilgili olarak görevli olmadığına karar verilip, görevsizlik kararı kesinleştiğine ve ilk itirazlar konusunda inceleme yapma ve karar verme yetkisi de bulunmadığına göre, davaların birleştirilmesi yönünden tamamlanmış bir işlemin varlığından bahsedilemez.
Mera davasıyla ilgili olarak, gerek usul gerekse esas yönünden değerlendirme ve karar verme yetkisi görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Dava dosyası görevli asliye hukuk mahkemesine geldiğinde, yürürlükte bulunan kanun 6100 sayılı Kanundur. Mahkeme, davacının talebi üzerine, 6100 sayılı Kanunun 166. maddesinin ikinci fıkrası hükmü çerçevesinde, aralarında bağlantı bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/238 E. sayılı dosyası ile bu davanın birleştirilmesine karar vermiş ve adı geçen mahkemeyi bilgilendirmiştir.
Yerel mahkemenin, davaların birleştirilmesi kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise de, bu hüküm ne davanın açıldığı tarihteki 1086 sayılı Kanun hükümlerine ne de hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Kanun
hükümlerine aykırıdır. Bu sebeple, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK 427/6. ve 6100 sayılı HMK 363.1 maddelerine dayalı kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK 427/6. ve 6100 sayılı HMK 363.1 maddelerine dayalı kanun yararına bozma talebinin reddine, karardan bir örneğin ve dosyanın gereği yapılmaz üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 29.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.